Vergileri arttıracağız ya da borçlanma yapacağız!
Haydi arttırın biraz daha, neden sadece beni değil, herkesi biraz daha zorlamayı da düşünmüyorsunuz? Bu ülke sadece aldığımız yoğurt, ekmek, çay veya çorba ile mi yaşayacak? Vergileri yükselttikçe, ben de daha fazla tasarruf yapacağım. Kiralar artınca tek odalı bir yer tutacağım, istediğim elektronik cihazı almamayı tercih edeceğim, hatta araç sahibi olma hayalimi tamamen silip atacağım. Belki otobüs bile kullanmayacağım ama yaşam standardım pek değişmeyecek çünkü zaten fakirdim, biraz daha fakirleşeceğim. Kendimi bir anda zor durumda bulmayacağım, belki biraz daha kısıp tüketimimi ayarlayacağım. Ayda dört kitap almak yerine üç ayda bir kitap alabilirim. Belki eti biraz daha az tüketip makarnaya yöneleceğim. Market alışverişimde 100 lirayla aldığım ürünler zamanla azalabilir ancak senin zaten yüksek olan vergi yükün hiç değişmeyecek. Param yok çünkü anlamıyor musunuz?
Siz vergileri arttırdıkça, ben cebimi sıkacağım. İçindekileri daha fazla harcamadan korumak adına cüzdanımı hiç açmayacağım. Eğer harcamıyorsam, başkaları da harcamayacak demektir. Ekonomiyi canlandıramayacaksınız. Sahip olduğumuz küçük harçlıklar daha da hızlı tükenip ekonomi duracak. Belki biz sıkıntı çekeceğiz ama size de fayda sağlanamayacak. Sonuç olarak, hiçbir şey başaramayacaksınız. Küçük hesaplarla ülkenin ekonomisini düzeltemeyeceksiniz. Ne yapacağınızı bilemez durumdaysınız. Başkanlık sistemi ile çözüm olacağını söylediniz, onu da kabul ettik ama hala doymadınız mı? Ülkeyi uçursanız da bir işe yaramayacak. Vasıfsızlık almış başını yürümüş durumdasınız. Sadece vatandaştan nasıl daha çok alabiliriz diye düşünebiliyorsunuz. Vergileri arttırınca ekonominin duracağını biliyorsunuz, ama bir çıkış yolu bulamayacak kadar aciz durumdasınız. İşte size bir fikir; her vatandaştan bir böbrek toplama kampanyası başlatalım. Sonuçta böbrekler piyasada her zaman alıcı bulur. Bu şekilde küçük küçük almaktansa bir seferde toplayarak kalan yaşamımızda biraz huzur bulabiliriz. Zaten bu ülkede sorunlarla boğuşurken, en azından bir böbreğimizin karşılığında rahat bir yaşama sahip olabiliriz. Alın ve rahatlayın, hem siz kurtulun hem de biz kurtulalım.
Haydi arttırın biraz daha, neden sadece beni değil, herkesi biraz daha zorlamayı da düşünmüyorsunuz? Bu ülke sadece aldığımız yoğurt, ekmek, çay veya çorba ile mi yaşayacak? Vergileri yükselttikçe, ben de daha fazla tasarruf yapacağım. Kiralar artınca tek odalı bir yer tutacağım, istediğim elektronik cihazı almamayı tercih edeceğim, hatta araç sahibi olma hayalimi tamamen silip atacağım. Belki otobüs bile kullanmayacağım ama yaşam standardım pek değişmeyecek çünkü zaten fakirdim, biraz daha fakirleşeceğim. Kendimi bir anda zor durumda bulmayacağım, belki biraz daha kısıp tüketimimi ayarlayacağım. Ayda dört kitap almak yerine üç ayda bir kitap alabilirim. Belki eti biraz daha az tüketip makarnaya yöneleceğim. Market alışverişimde 100 lirayla aldığım ürünler zamanla azalabilir ancak senin zaten yüksek olan vergi yükün hiç değişmeyecek. Param yok çünkü anlamıyor musunuz?
Siz vergileri arttırdıkça, ben cebimi sıkacağım. İçindekileri daha fazla harcamadan korumak adına cüzdanımı hiç açmayacağım. Eğer harcamıyorsam, başkaları da harcamayacak demektir. Ekonomiyi canlandıramayacaksınız. Sahip olduğumuz küçük harçlıklar daha da hızlı tükenip ekonomi duracak. Belki biz sıkıntı çekeceğiz ama size de fayda sağlanamayacak. Sonuç olarak, hiçbir şey başaramayacaksınız. Küçük hesaplarla ülkenin ekonomisini düzeltemeyeceksiniz. Ne yapacağınızı bilemez durumdaysınız. Başkanlık sistemi ile çözüm olacağını söylediniz, onu da kabul ettik ama hala doymadınız mı? Ülkeyi uçursanız da bir işe yaramayacak. Vasıfsızlık almış başını yürümüş durumdasınız. Sadece vatandaştan nasıl daha çok alabiliriz diye düşünebiliyorsunuz. Vergileri arttırınca ekonominin duracağını biliyorsunuz, ama bir çıkış yolu bulamayacak kadar aciz durumdasınız. İşte size bir fikir; her vatandaştan bir böbrek toplama kampanyası başlatalım. Sonuçta böbrekler piyasada her zaman alıcı bulur. Bu şekilde küçük küçük almaktansa bir seferde toplayarak kalan yaşamımızda biraz huzur bulabiliriz. Zaten bu ülkede sorunlarla boğuşurken, en azından bir böbreğimizin karşılığında rahat bir yaşama sahip olabiliriz. Alın ve rahatlayın, hem siz kurtulun hem de biz kurtulalım.