Geçtiğimiz günlerde, ülkemizin önde gelen zenginleri Ali Koç ve Aziz Yıldırım, bir televizyon kanalında canlı yayında karşı karşıya geldiler ve tartışma programına katıldılar. Aziz Yıldırım'ı çok tanımıyorum, ancak Ali Koç hakkında konuşmam gerekirse, herkesin bildiği gibi, köklü bir ailede büyümüş, sonradan zengin olmamıştır. Bu ülkenin seçkin vatandaşlarından biri olarak kabul edilir ve aynı şekilde Aziz Yıldırım'ın da sıfırdan geldiğini sanmıyorum. Ancak ne yazık ki, bu iki isim, insanlık açısından büyük bir hayal kırıklığı yarattılar.
Kafalarına göre bir televizyon kanalının yayın akışını değiştirdiler ve kendi programlarını yaptılar. Bir saatlik program boyunca, kanala, moderatöre ve izleyicilere saygısızlık ettiler. Programın içeriği zaten leş gibiydi; terör örgütüne üyelik isnatları, İngiliz baronlarıyla irtibat isnadı, transfer şikeleri, vergi kaçakçılığı iddiaları ve herkesin gözü önünde verilen demeçlerin reddedilmesi gibi konular vardı. Ancak bu iki kişinin tavırları ve tutumları, konuşulan konuların utanç verici halini daha da kötüleştirdi.
Bu yayın boyunca aklıma gelen tek düşünce, Warren Buffett olsaydı nasıl davranırdı ve ne derdi? İşte Batı'dan farkımız burası. Koç ailesinin bir ferdi bile pozitif anlamda batılılaşmadan çok uzakta. Warren Buffett, zengin bir aileden gelmedi ve parayı hayatının geç döneminde buldu. Bu "sonradan görme" adam, mütevazı, saygılı ve hoşgörülüdür. İnsanların fikirlerini dinler, her zaman kibardır. Düşünce dünyasında derin bir felsefesi vardır ve kendini geliştirmeye adanmıştır. 100 yaşına rağmen hala okur, dinler ve tavsiyelerde bulunur. Arkadaşlarına, çalışanlarına, ailesine ve yatırımcılarına inanılmaz derecede sadıktır.
Buffett'in söyleşilerini dinleyin veya yatırımcılarına yazdığı mektupları okuyun; sizi farklı ufuklara taşıyacaktır. Ondan öğrenilecek çok şey var ve o da bu bilgileri paylaşmaya cömerttir. Bazen bazı başlıklar, para mı yoksa bir kişiyle akşam yemeği mi tercih edilir sorusunu gündeme getirir. Ben, Warren Buffett ile 1-2 gün geçirmek için sahip olduğum her şeyi feda etmeye hazırım çünkü onun yanında geçireceğim zaman, bana maddi ve manevi olarak çok daha fazlasını kazandıracaktır. Oysa Ali Koç veya Aziz Yıldırım ile çay içmeye bile gitmek istemem.
Kafalarına göre bir televizyon kanalının yayın akışını değiştirdiler ve kendi programlarını yaptılar. Bir saatlik program boyunca, kanala, moderatöre ve izleyicilere saygısızlık ettiler. Programın içeriği zaten leş gibiydi; terör örgütüne üyelik isnatları, İngiliz baronlarıyla irtibat isnadı, transfer şikeleri, vergi kaçakçılığı iddiaları ve herkesin gözü önünde verilen demeçlerin reddedilmesi gibi konular vardı. Ancak bu iki kişinin tavırları ve tutumları, konuşulan konuların utanç verici halini daha da kötüleştirdi.
Bu yayın boyunca aklıma gelen tek düşünce, Warren Buffett olsaydı nasıl davranırdı ve ne derdi? İşte Batı'dan farkımız burası. Koç ailesinin bir ferdi bile pozitif anlamda batılılaşmadan çok uzakta. Warren Buffett, zengin bir aileden gelmedi ve parayı hayatının geç döneminde buldu. Bu "sonradan görme" adam, mütevazı, saygılı ve hoşgörülüdür. İnsanların fikirlerini dinler, her zaman kibardır. Düşünce dünyasında derin bir felsefesi vardır ve kendini geliştirmeye adanmıştır. 100 yaşına rağmen hala okur, dinler ve tavsiyelerde bulunur. Arkadaşlarına, çalışanlarına, ailesine ve yatırımcılarına inanılmaz derecede sadıktır.
Buffett'in söyleşilerini dinleyin veya yatırımcılarına yazdığı mektupları okuyun; sizi farklı ufuklara taşıyacaktır. Ondan öğrenilecek çok şey var ve o da bu bilgileri paylaşmaya cömerttir. Bazen bazı başlıklar, para mı yoksa bir kişiyle akşam yemeği mi tercih edilir sorusunu gündeme getirir. Ben, Warren Buffett ile 1-2 gün geçirmek için sahip olduğum her şeyi feda etmeye hazırım çünkü onun yanında geçireceğim zaman, bana maddi ve manevi olarak çok daha fazlasını kazandıracaktır. Oysa Ali Koç veya Aziz Yıldırım ile çay içmeye bile gitmek istemem.