<b>Wimbledon 2024: Agresif Eleştirilerle Dolu Bir İçerik</b>
Televizyondan yıllarca takip ettiğim, ama gerçek büyüklüğünü asla tam olarak anlayamadığım bir turnuvanın bu yılki versiyonu için önceden heyecanlıydım, ta ki bu işkence gibi organizasyonun gerçek yüzünü görene kadar. Bu turnuva cidden büyük bir etkinlikmiş, ama ne yazık ki tesislerin yer aldığı semtler bu yoğunluğa asla hazır değilmiş. Geçen yıl merkez korta 500 metre mesafede olduğum için bu sorunların farkına varmamıştım, ama bu yıl bir kabusla karşı karşıyayım.
Haftalar öncesinden başlayan cep telefonu sinyal problemleri hâlâ çözülemedi ve kalabalık yüzünden yaklaşan iletişim felaketi kaçınılmaz gibi duruyor. Tesisler etrafındaki üç metro istasyonuna ulaşmak neredeyse imkansız, çünkü tüm caddeler tek şerit ve pazar günleri adeta kabus oluyor. Çöp kutuları güvenlik nedeniyle kaldırılmış, çöplerinizi çantanızda taşımanız gerekiyor. Bu durum bile, turnuvanın stres dolu atmosferini yansıtıyor.
Wimbledon Park, özel mülkiyete sahip gölü ve geniş çim alanıyla normalde halka açık bir yerken, şimdi özel etkinlik alanına dönüştürülmüş durumda. Tesislere girmek isteyenler için getirilen kısıtlamalar ve beklemeler günlerce sürebiliyor. Ayrıca, marketlerde de büyük sıkıntılar var; mağazalar yağmalanmış durumda ve su sıkıntısı hava sıcaklığına rağmen devam ediyor.
Eğer fırsatınız varsa, etrafı dolaşırken dünyanın dört bir yanından ünlü isimlerle karşılaşabilirsiniz. Ancak, bu ünlülerin medyayla ilişkisizliklerinden bahsetmek zorundayım. Turnuvanın ilerleyen turlarında tekrar ziyaret etmek isteyebilirim, ancak bu stres dolu organizasyonun etkileri hala sürüyor gibi görünüyor.
Televizyondan yıllarca takip ettiğim, ama gerçek büyüklüğünü asla tam olarak anlayamadığım bir turnuvanın bu yılki versiyonu için önceden heyecanlıydım, ta ki bu işkence gibi organizasyonun gerçek yüzünü görene kadar. Bu turnuva cidden büyük bir etkinlikmiş, ama ne yazık ki tesislerin yer aldığı semtler bu yoğunluğa asla hazır değilmiş. Geçen yıl merkez korta 500 metre mesafede olduğum için bu sorunların farkına varmamıştım, ama bu yıl bir kabusla karşı karşıyayım.
Haftalar öncesinden başlayan cep telefonu sinyal problemleri hâlâ çözülemedi ve kalabalık yüzünden yaklaşan iletişim felaketi kaçınılmaz gibi duruyor. Tesisler etrafındaki üç metro istasyonuna ulaşmak neredeyse imkansız, çünkü tüm caddeler tek şerit ve pazar günleri adeta kabus oluyor. Çöp kutuları güvenlik nedeniyle kaldırılmış, çöplerinizi çantanızda taşımanız gerekiyor. Bu durum bile, turnuvanın stres dolu atmosferini yansıtıyor.
Wimbledon Park, özel mülkiyete sahip gölü ve geniş çim alanıyla normalde halka açık bir yerken, şimdi özel etkinlik alanına dönüştürülmüş durumda. Tesislere girmek isteyenler için getirilen kısıtlamalar ve beklemeler günlerce sürebiliyor. Ayrıca, marketlerde de büyük sıkıntılar var; mağazalar yağmalanmış durumda ve su sıkıntısı hava sıcaklığına rağmen devam ediyor.
Eğer fırsatınız varsa, etrafı dolaşırken dünyanın dört bir yanından ünlü isimlerle karşılaşabilirsiniz. Ancak, bu ünlülerin medyayla ilişkisizliklerinden bahsetmek zorundayım. Turnuvanın ilerleyen turlarında tekrar ziyaret etmek isteyebilirim, ancak bu stres dolu organizasyonun etkileri hala sürüyor gibi görünüyor.