mısır'ın kuzeyinde süveyş kanalı yakınlarında bir liman şehri olan port said'in süveyş krizi sırasında 5-6 kasım 1956'da ingiliz ve fransızlar tarafından işgali sonucunda görsel öldürülen sivillerden biri olan mansur adlı ayakkabı boyacısı bir çocuğun fotoğrafını, 1956'da prag'da bir gazetede gören nazım hikmet yazar bu şiiri. ya aynî ya habibîport-saidli mansur'um on üç, on dört yaşında.yalnayak, başıkabak, oturur boya boyaraynalı, çıngıraklı sandığının başında.iskarpinler, pabuçlar, postallar, kunduralar,tozlu, çamurlu, umutsuz,yorgun argın, ihtiyar,çıkar aynalı sandığa.fırçalar kanatlanır, parlar kızıl kadife.iskarpinler, pabuçlar, postallar, kunduralar,sevinçli, dipdiri, genç,umutlu, pırıl pırıl,iner aynalı sandıktan.mansur'um kara kuru,hurma çekirdeği gibi.mansur'um tatlı.mansur'um hep aynı şarkıyı söyler :ya aynî, ya habibî!. ...port-said'i yaktılar, öldürdüler mansur 'u.bu sabah gazetede fotografını gördüm :ölülerin arasında bir küçük ölü.ya aynî, ya habibî!hurma çekirdeği gibi...pırağ. 26.11.956not: 13-14 yaşlarındaki mısırlı ayakkabı boyacısı mansur'un hep söylediği "ya aynî, ya habibî" ("ey gözüm, ey sevgilim") adlı bir arapça şarkı falan yok. arapça bilmeyen her yurdum insanının yaptığı gibi nazım da arapça şarkı ayağına "ya habibi"yi "ya lelli"yi çakmış geçmiş!