Yurt Dışında Yaşamanın Gerçek Yüzü: Deneyimler ve Gözlemler
Burada, yurt dışında yaşamanın aslında ne anlama geldiğini agresif bir eleştiriyle yeniden yazayım. Özellikle yurt dışında yaşayan Türkler arasında şu cümleler oldukça popüler: "Yazdıklarınızda kendimi buldum", "Yurt dışında yaşamak ancak bu kadar doğru anlatılabilirdi." Ve daha birçok iç karartıcı yorum...
Örneğin; "Buraya doktora yapmaya geldim... çok yalnız ve mutsuzum. Vatandaşlık alıp Türkiye'ye dönmek istiyorum ama önümüzdeki beş yılı burada nasıl geçireceğimi bilmiyorum...", "Türkiye'den buraya kayısı fidesi getirdim ve bahçeme ektim... sırf bana memleketimi hatırlattığı için...", "Buraya geleli henüz üç ay oldu ama hiç sevemedim. Birkaç ay daha deneyeceğim ama buralarda yapabileceğimi sanmıyorum. Türkiye'ye geri dönerim sanırım. Burada birkaç ay yaşayınca Türkiye'nin gerçekten güzel bir ülke olduğunu fark ettim...", "Ankara Antlaşmasıyla buraya geldik. İki çocuğum ve eşimle işlerimizden istifa ettik. Düzenimizi bozup buraya yerleştik ama bu ülkeyi sevemedim. Kapalı havası, sosyal hayatın kısıtlı olması vs. gibi nedenlerle depresyona girdim ve antidepresan kullanmaya başladım. Çocukların geleceği için buraya katlanmalı mıyım, yoksa dönmeli miyim?"...
Almanya'dan, Fransa'dan, ABD'den, İngiltere'den Türkiye'ye dönmek isteyen ama orada karşılaşacakları zorlukları da göz önünde bulunduran, arada kalmış, mutsuz birçok insanla iletişime geçtim. Ayrıca, Türkiye'den Avrupa'ya taşınmayı düşünen ancak halen kararsız olanlardan teşekkür mesajları aldım. "Lütfen yazmaya devam edin, bize gerçekten faydalı tecrübeler aktarıyorsunuz" gibi geri bildirimler de almadım değil...
Türkiye'de siyasal islamın etkisiyle hem ekonomik hem de kültürel dengelerin değişmekte olduğu gerçeği, Türkiye'yi yaşanması zor ve sorunlu bir ülke haline getiriyor. Dolayısıyla, Avrupa'da yaşayan Türklerin "Mutsuzluklarını, sorunlarını ve özlemlerini dile getirmeleri, Türkiye'de yaşayanlar tarafından şımartıcılık, bilinçsizlik ve aptallık olarak algılanıyor ve ağır eleştirilere maruz kalıyor. Onlarca mesaj atan mutsuz insanlar, bu duygularını paylaşmaktan çekiniyorlar çünkü medeni Avrupa ülkelerinde "mutlu olamamak" bir tür yenilgi ya da başarısızlık olarak algılanıyor.
Ben ise aksini iddia ediyorum; Avrupalıları ne kadar yakından tanırsanız, ne kadar çok iş başarırsanız, farkındalığınız ne kadar yüksek olursa, yabancı bir ülkede göçmen olarak mutlu olma olasılığınız o kadar düşüktür. Türkiye'deki sorunlarla, dönüşümden kaynaklanan zorluklarınızla ve o ülkeden kaçış nedenlerinizle tamamen tanıdığız. Ancak, siz hala yurt dışında yaşamanın gerçek anlamını kavramış değilsiniz.
Neyse, fazla uzatmadan devam edeyim. Diğer yazılarımda zaten bu konulara detaylıca değindim. Bu yazıyı yazmamın sebebi, henüz yeni yazar olan bir arkadaşımın Almanya'da yabancı olmanın zorluklarıyla ilgili yazısını paylaşmamı istemesiydi. Aşağıdaki yazıda, bana ilettiği maddeleri paylaşacağım.
Burada, yurt dışında yaşamanın aslında ne anlama geldiğini agresif bir eleştiriyle yeniden yazayım. Özellikle yurt dışında yaşayan Türkler arasında şu cümleler oldukça popüler: "Yazdıklarınızda kendimi buldum", "Yurt dışında yaşamak ancak bu kadar doğru anlatılabilirdi." Ve daha birçok iç karartıcı yorum...
Örneğin; "Buraya doktora yapmaya geldim... çok yalnız ve mutsuzum. Vatandaşlık alıp Türkiye'ye dönmek istiyorum ama önümüzdeki beş yılı burada nasıl geçireceğimi bilmiyorum...", "Türkiye'den buraya kayısı fidesi getirdim ve bahçeme ektim... sırf bana memleketimi hatırlattığı için...", "Buraya geleli henüz üç ay oldu ama hiç sevemedim. Birkaç ay daha deneyeceğim ama buralarda yapabileceğimi sanmıyorum. Türkiye'ye geri dönerim sanırım. Burada birkaç ay yaşayınca Türkiye'nin gerçekten güzel bir ülke olduğunu fark ettim...", "Ankara Antlaşmasıyla buraya geldik. İki çocuğum ve eşimle işlerimizden istifa ettik. Düzenimizi bozup buraya yerleştik ama bu ülkeyi sevemedim. Kapalı havası, sosyal hayatın kısıtlı olması vs. gibi nedenlerle depresyona girdim ve antidepresan kullanmaya başladım. Çocukların geleceği için buraya katlanmalı mıyım, yoksa dönmeli miyim?"...
Almanya'dan, Fransa'dan, ABD'den, İngiltere'den Türkiye'ye dönmek isteyen ama orada karşılaşacakları zorlukları da göz önünde bulunduran, arada kalmış, mutsuz birçok insanla iletişime geçtim. Ayrıca, Türkiye'den Avrupa'ya taşınmayı düşünen ancak halen kararsız olanlardan teşekkür mesajları aldım. "Lütfen yazmaya devam edin, bize gerçekten faydalı tecrübeler aktarıyorsunuz" gibi geri bildirimler de almadım değil...
Türkiye'de siyasal islamın etkisiyle hem ekonomik hem de kültürel dengelerin değişmekte olduğu gerçeği, Türkiye'yi yaşanması zor ve sorunlu bir ülke haline getiriyor. Dolayısıyla, Avrupa'da yaşayan Türklerin "Mutsuzluklarını, sorunlarını ve özlemlerini dile getirmeleri, Türkiye'de yaşayanlar tarafından şımartıcılık, bilinçsizlik ve aptallık olarak algılanıyor ve ağır eleştirilere maruz kalıyor. Onlarca mesaj atan mutsuz insanlar, bu duygularını paylaşmaktan çekiniyorlar çünkü medeni Avrupa ülkelerinde "mutlu olamamak" bir tür yenilgi ya da başarısızlık olarak algılanıyor.
Ben ise aksini iddia ediyorum; Avrupalıları ne kadar yakından tanırsanız, ne kadar çok iş başarırsanız, farkındalığınız ne kadar yüksek olursa, yabancı bir ülkede göçmen olarak mutlu olma olasılığınız o kadar düşüktür. Türkiye'deki sorunlarla, dönüşümden kaynaklanan zorluklarınızla ve o ülkeden kaçış nedenlerinizle tamamen tanıdığız. Ancak, siz hala yurt dışında yaşamanın gerçek anlamını kavramış değilsiniz.
Neyse, fazla uzatmadan devam edeyim. Diğer yazılarımda zaten bu konulara detaylıca değindim. Bu yazıyı yazmamın sebebi, henüz yeni yazar olan bir arkadaşımın Almanya'da yabancı olmanın zorluklarıyla ilgili yazısını paylaşmamı istemesiydi. Aşağıdaki yazıda, bana ilettiği maddeleri paylaşacağım.