Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Yahudiler ile ilgili komplo teorileri

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Yahudiler birçok ülkede, farklı konular hakkında birçok komplo teorilerine tarih boyunca malzeme olarak seçilmiştir. Bazen Yahudi olan ünlü isimler, bazen bir kitle olarak, bazen politikacılar bazen de Yahudiliğin kendisi bu komplo teorilerinde kullanılmıştır. 9/11 Komplo teorileri ve İsrail 2008 yılında yapılan, 17 ülkeden 16.063 kişinin katıldığı küresel bir ankette, sadece 9 ülkedeki çoğunluk El-Kaide’nin saldırılardan sorumlu olduğu düşündü. Anketin 46%’sı El-Kaide’yi sorumlu tutarken, 15%i ABD yönetimini, 7% İsrail’i ve diğer bir 7%si başka terör örgütlerinin yaptığını bildirdi. Saldırılarla ilgili El-Kaide tekrar tekrar sorumluluğu üstlendi. El-Kaide üst düzey yöneticilerinden Eymen ez-Zevahiri, Shialran ve Hizbullah'ın Sünnilerin Amerika’yı incitmedeki başarılarını karartmak için, ortaya İsrail’le ilgili dedikoduları attıklarını belirtti. İsrailli Ajanlar İddialara göre, İsrailli ajanlar saldırılarla ilgili daha önceden bilgiye sahipti. Saldırıdan dört saat sonra, FBI kuleden gelen dumanları bir binanın üzerindeki otoparktan videoya kaydeden 5 İsrailliyi “şüpheli davranış” tan dolayı tutukladı. İsrailliler olanları videoya çekiyorlardı ve diğer bir olanları izleyen kişi, bu 5 kişinin garip davrandığını söyledi; “Mutluydular, hiç şoka girmiş görünmüyorlardı. Bence çok garipti bu davranışları” . İncelemeler sonunda, FBI bu 5 kişinin olanlardan hiçbir haberlerinin olmadığı sonucuna vardı The FBI eventually concluded that the five Israelis had no foreknowledge of the attacks.. Para savaşları Para savaşları (Çince:: 貨幣戰爭) Song Hongbing tarafından yazılan, 200.000 adet orijinal ve tahminlere göre 400.000 korsan kopyayla okur bulan bir bestseller kitaptır ve okurları arasında üst düzey Çinli yöneticiler ve iş adamları vardır . Kitap ilk 2007 yılında basıldı ve 2009 yılında tekrar popülerlik kazandı. Kitap Çin’de ortaya çıkan “ekonomik milliyetçi” türün seçkin eserlerinden biri olarak görülür . Bu türün bir diğer bestseller kitabı da Mutsuz Çin (Unhappy China)’dir, fakat bu türdeki diğer kitaplar Para Savaşları kadar devlet adamları tarafından pozitif geribildirim almamıştır. Bunun nedeni kitabın Amerika’ya karşı daha az saldırgan bir tutum almasıdır . Kitabın öne sürdüğü varsayıma göre, batılı ülkeler, bir grup özel banka tarafından yönetiliyor ve bu bankalar batılı ülkelerin merkez bankalarını yönetiyorlar. Kitaptaki bir diğer iddiaya göre, Amerika Merkez Bankası da aynı şekilde özel bankaların yönetimindedir. Kitabın yazarı, 2008 krizini tahmin etmiştir. Haziran 2009’da, kitabın devamı olan Para Savaşları 2: Altın Ayrıcalık Dünyası (Çince货币战争2:金权天下), Çin Endüstri ve Ticaret Yayınevi tarafından basıldı (ISBN 978-9573265214) . Kitap Financial Times tarafından 2009 sonunda Çin’deki en popüler kitap olarak gösterdi Kitap iki milyon kopya sattı. Bu kitapta Song, 2024 yılında, dünyada tek para birimi sistemi olgunlaşacağını belirtti. Song, Çin’in bu sistemde güçlü olmaması durumunda Çin’in sistemden ayrı kalması gerektiğine inandığını belirmiş ve Çin’in kendi ekonomik etki alanını oluşturması gerektiğini savunmuştur . Mayıs 2011’de Para Savaşları 3: Finansal Yüksek Sınır (Çince: 货币战争3:金融高边疆)Yuan-Liou Yayınevi tarafından basılmıştır (ISBN 978-9573267843). Bu kitapta ise Modern Çin tarihini Para Savaşları bakış açısıyla anlatmakta ve ekonomi politikalarında izolasyonun önemli olduğunu belirtmekte. İçerik Kitaba göre, Batılı ve özellikle Amerika, birkaç güçlü özel banka tarafından yönetilmekte. Bu özel bankalar para manipülasyonlarıyla gelişmekte olan ülkeleri kullanıp, zenginlik elde etmektedir ve yerel para birimlerinin değerini düşürmektedir. Japon Kayıp 10 yılı, 1997 Asya Ekonomik Krizi, Latin Amerika Ekonomi Krizi bu nedene bağlanmıştır. Kitap ayrıca Rothschild Ailesinin 5 trilyonluk ve Bill Gates’in 40 Milyarlık varlığının olduğunu iddia etmektedir . Song’a göre, Amerika Merkez Bankası, bir devlet kurumu değil, Rothschild ailesine yakın birkaç özel bankanın kontrol ettiği özel bir kurumdur . 4 Haziran 1963 tarihinde Başkan Kennedy, bir başkanlık emriyle, Hazine sekreterine gümüş sertifika verme yetkisi verdi. Song’a bu emirle Amerika Merkez Bankası parayı kontrol etme tekelini elinden yitirdi. Görüşler Kitap Çin’de Bestseller statüsü kazandı. Çin’deki popülaritesini kabul etmesine rağmen, Financial Times dergisi, kitabı orta derecede eğlenceli olarak tanımladı ve tezinin kabul edilmesi zor olduğunu belirtti . Goldman Sachs Grubu yöneticisi Fred Hu, Para Savaşlarının gerçek olmadığını belirtti . Hu kitabı, abartılı, spekülatif, belirsiz ve hatalı bulduğunu ve kitabın ultra-solcu trendin bir ürünü, popülist ve anarşik olduğunu da ayrıca belirtti . Zhang Jiayi’ye göre, Para Savaşları, amacı komplo teorilerini kullanarak sinirli gençleri etkilemek için yazılmış bir seri kitaptır . Kitap, Anti-semit komplo teorileri desteklediği gerekçesiyle eleştiri toplamıştır . Kitaba göre, Yahudiler, Waterloo Savaşı’ndan, John F. Kennedy’nin ölümüne kadar birçok tarihi olayı etkileyip, zenginliklerini ve güçlerini artırmak için komplo kurmaktadırlar . Diğer meşhur anti-semit komplo teorilerine benzerliğinden dolayı şaşkınlıkla karşılanmıştır, çünkü Çin’in anti-semitizmle daha önce pek alakası olmamıştır. Birçok Çinli-Amerikan akademisyen, birinci kitapla ilgili negatif incelemeler verdi. Chen Zhiwu (Yale Üniversitesi) bazı detayların referans değerlerinin olduğunu önce kabul etti. Bunların arasında, Rotschild ailesinin ekonomik girişimleri ve bir ülkenin gelişiminde finans sektörünün önemi vardır. Fakat, Zhiwu bu noktaların dışında belirtilen spekülatif söylemler için yazarın yeterince finans bilgisine sahip olmadığını belirtmiştir. Zhang Xin (Toronto Üniversitesi) benzer şekilde kitabın tarihi bilgilerle zengin olduğunu fakat bazı finansal bilgilerin ve taslağın tamamen yanlış olduğunu belirtmiştir. Bu eleştirilere cevaben yazar, akademisyenlerin detaylarda takılıp kitabın mantığını ve yapısını dikkate almadıklarını belirtmiştir . Elizabeth Dilling sağ|thumb | Elizabeth Dilling Elizabeth Dilling Stokes (Nisan 19, 1894 – Mayıs 26, 1966) 1930’lu ve 1940'lı yıllarda yazarlık yapan, Amerikalı, anti-komünist ve anti-semit, savaş karşıtı bir sosyal aktivisitti. 1944 yılında Washington’da isyana teşvikten yargılandı . Dört politik kitabın yazarı olan Dilling, Marksizm ve Yahudiliğin eşanlamlı olduğunu iddia etti. Francisco Franco’nun cesur bir Hristiyan olduğuna inanırdı. Eleanor Roosevelt, Mahatma Gandhi, Franz Boas, Sigmund Freud’un aralarında olduğu birçok seçkin ismin komünizm sempatizanı olduğunu iddia etti . Gençliği ve Ailesi Dilling, Elizabeth Kirkpatrick olarak Chicago’nun İllinois kentinde doğdu. Babası L. Kirkpatrick, İskoç-İrlandalı Presbiteryen kilisesi mensubu bir soydan gelen bir doktordu. Annesi Elizabeth Harding, Anglikan piskoposların soyundan gelmişti. Dilling, Katolik kız okulunda ilk eğitimini aldı . Daha sonra Chicago Üniversitesi’nde müzik ve dil bölümlerine girdi fakat mezun olmadı. Dilling, meşhur bir harp virtüözü olan Alberto Salvi’nin öğrencisi olduktan sonra 1918, bir konser harpisti oldu. 1918 yılında, Norveç kökenli bir mühendis ve avukat olan Albert Dilling’le evlendi. Gençliğinde Dilling için, annesi ve halalarından kalan zenginliklerden dolayı, para bir sorun olmadı. Kocası Albert’te şef mühendis olarak iyi bir işe sahipti. Bir oğulları ve bir kızları oldu . Anti-Komünist ve İzolasyonist Faaliyetleri Dilling kocasıyla birlikte sıkça seyahate çıktı ve 1931 yılında Sovyetler Birliği’ni ziyaret etti. Burada üç ay kalıp kötü koşulları filme aldılar. Dilling için en alarm verici şeylerden biri, gezilerinde onlara eşlik eden rehberin “Dünya İhtilalimiz Çin’le başlayacak ve Amerika’yla bitecek” demesiydi. İllinois’a döndükten sonra Dilling, bir tura çıkarak, çektiği filmleri gösterip, Sovyet “İşçi Cenneti”nin cennetle alakasının olmadığını anlattı. 1932’den 1934 yılına kadar, Dilling, Edwin Marshall Hadley ile birlikte çalıştı. Hadley’in anti-komünist organizasyonuna sekreterlik yaptı. 1934 yılında, Hadley’nin Yahudi karşıtı duruşundan dolayı organizasyonu terk etti ve o yıl daha sonra, organizasyon dağıldı. İronik bir şekilde, Dilling’in Yahudiler üzerindeki düşünceleri daha sonra Hadley’ninkinden daha uç bir hal aldı . Hadley’le çalışmayı bıraktıktan sonra, Dilling kendini Komünizmle ilgili gerçekleri toplamaya adadı. Sonuçlarını Kızıl Ağ adı kitapta yayınladı (1934). Kitap, Amerika’daki Yahudi cephesinin açığa çıkarmayı üstlendi ve geniş kitlelerce satın alındı (100.000 kopya). Kitapta Albert Einstein’dan Eleanor Roosevelt’e kadar birçok isimle ilgili girdiler bulunuyordu. 1936 yılında Roosevelt Kızıl Şöhreti ve Arka Planı adlı kitabı yazdı. Kitapta başkan Franklin D. Roosevelt’in New Deal planını kınadı ve Roosevelt ve onunla çalışan memurların, komünistlerle güçlü bağlantılarının olduğunu iddia etti. 1940 yılında Rev Frank Woodruff takma adıyla Ahtapot adlı kitabı yayınladı ve kitapla Yahudi İftira ve İnkârla Mücadele Birliği’ne saldırdı. Ayrıca kitapta Yahudileri komünist ilan etti. Bu noktada söylemlerini Yahudilerin dünyadaki problemlerin sebepleri olduklarına kaydırdı. Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’na katılmasıyla ilgili tartışmaların ortaya çıktığı dönemde, Dilling, Detroit’te bulunan anti-semit radyo rahibi Charles Coughlin’den ilham alan iki farklı organizasyonda aktivistlik yapmaya başladı. Lyrl Clark Van Hyning’le kurduğu Annelerin Barış Hareketi ve Anneler Amerika için Seferber Hareketi. Dilling ayrıca Önce Amerika Komitesi’nde de birçok faaliyette bulundu. Pearl Harbor saldırılarından sonra, Dilling 28 kişiyle birlikte, 1944 yılında Büyük İsyana Teşvik Mahkemesi’nde yargılandı . Dava, mahkeme başkanı Edward C. Eicher’in ölümünden sonra yargı hatasıyla sona erdi. Chicago Tribune, mahkeme için “Amerikan hukuk sistemi üzerindeki en kara lekelerden biri” yazdı . Adli kovuşturmaların temel aldığı Smith Kanunu, daha sonra Yargıtay tarafından birçok hükümle anayasaya aykırı bulundu. 1950'lilerde, Dilling, Conde McGinley’nin anti-semit, Common Sense (Sağduyu) adlı yayınına büyük katkılarda bulundu ve Mcginley’le Birleşmiş Devletler Kongresi’ne birçok ortak mektup gönderdi. 18 Ekim 1943 yılında, Elizabeth ve Albert, 25 yıllık zorlu evliliklerini sona erdirdi . İkinci kocası, Jeremiah Stokes (1877-1954), bir yazar ve Avukattı. 1964 yılında anti-semit Hristiyanlığa Karşın Komplo yu yayınladı. Kitapta, Talmud’un Soncino yayınları versiyonundan 200 sayfa fotokopi içerdi. Doktorlar Komplosu [[Dosya:Vrachi-timashuk.png|küçükresim|20 Ocak 1953. Lidiya Timashuk'a doktorlar komplosunun açığa çıkmasından dolayı verilen ödül. Stalin’in ölümünden sonra iptal edildi]] Doktorlar komplosu (Rusça: дело врачей [Doktorların meselesi], врачи-вредители [Sabotajcı doktorlar] veya врачи-убийцы [doktorlar-katiller]), 1952-1953 yıllarında, Sovyetler Birliği’nin Josef Stalin rejimi altında gerçekleşen en dramatik Yahudi karşıtı olaydı. Çoğunun Yahudi olduğu bir grup seçkin doktor, komplocu katil olmak ve bazı Sovyet liderlerini öldürmekle suçlandı . Bu suçlama mahkemeler ve medyada anti-semit yayınlarla devam etti. Çok sayıda Sovyet Yahudi hemen işlerinden atıldı, tutuklandı, Gulag’a gönderildi ya da idam edildi. Doktorlar komplosu, Stalin’in Sovyet Yahudilere karşı mücadelesinde bir katalizör oldu fakat kısa bir sürede, Mart 1953’te Stalin’in ölümüyle durduruldu. Stalin’in ölümünden sonra, yeni Sovyet liderliği, delil yetersizliğinden davayı düşürdü. 1956 yılında, Sovyet liderliği, suçlamanın sahte bir oyun olduğunu açıkladı. Arka plan 1907 itibarıyla Stalin, Yahudi fraksiyon ve doğru Rus fraksiyon arasındaki farkları anlatan bir mektup yazdı . Stalin’in sekreteri Boris Bazhanov, Stalin’in, Lenin daha ölmeden Anti-semit patlamalarda bulunduğunu belirtti. Kremlin’in anti-semit politikaları, Leon Trotsky’nin sürgünüyle birlikte arttı . Dışişleri bakanı Maxim Litniyov’u 1939 yılında görevden aldıktan sonra Stalin, Vyacheslav Molotov’a bakanlığı Yahudilerden arındırması emrini verdi. Bu, Nazi Almanyası’na saldırmazlık anlaşmasına açık olduklarını göstermek için bir işaretti, fakat bazı eleştiriler, yapılanların tamamen anti-semit ideolojiden kaynaklı olduğunu belirtmektedir. Tarihçi Yakov Yakovlevich Etinger’a göre, 1930’lu yıllardaki Yahudilerden arınma politikaları anti-semitti ve II. Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar sürdürülen daha yoğun anti-semit politikalardan sonra, Stalin, 1946 yılında her Yahudi’nin potansiyel bir casus olduğunu belirtti . Buna ek olarak, Amerika’ya yetişecek menzilde bombaların yapılması emrini verdikten sonra, Harry Truman’ın Yahudi olduğuna ikna olan Stalin, “ Bu Yahudi Bakkala, bize saldırmak nasıl olur gösterelim!” dedi . 1945-1947 arasındaki dönemde, Sovyetler Birliği’ndeki anti-Semitizm durduruldu. Stalin, Yahudilerin kurtarıcısı, Doğu Avrupa’daki toplama kamplarını yok eden kişi ve Hitler’i yenen kişi olarak gösteriliyordu. Buna ek olarak, bu dönemde Stalin Yahudilere propaganda amaçlı ihtiyaç duyuyordu ve Leon Trotsky, Lev Kamenev, Gregory Zinoviev, Lazar Kaganovich, Maxim Litvinov, Yakov Sverdlov, Polina Zhemchuzhina (Molotov’un karısı) gibi bazı eski Bolşevikler Yahudi’ydi. Ayrıca Abram Slutsky,Sergei Shpigelglas ve Genrikh Yagoda gibi bazı Yahudi komünistler, Bolşeviklerin istihbarat ve güvenlik organlarını yönetiyordu, kültürel kadrolarda, Partide, istihbarat organlarında birçok Yahudi vardı. İleriki dönemde Stalin, bir Yahudi devletinin kurulmasına destek verdi . Soğuk Savaş’ın başlamasıyla birlikte, İsrail Devleti batıyla işbirliği yaptı ve bu, Stalin’in her türlü Yahudi Milliyetçiliğine (ve her türlü milliyetçiliğe) karşı şüpheci bir tavır takındı. 1948 yılında Yahudi Anti-Faşist Komitesi’ne son verdi. Ayrıca, yöneticiliği boyunca, Stalin, doktorlara karşı artan bir şüphe taşıdı. Ölümüne yakın yıllarda, Stalin, doktorlar tarafından tedavi edilmeye karşı çıktı ve sağlığıyla ilgili sadece veterinerden yardım istedi. Yahudi Anti-Faşist Komitesi mahkemelerinden sonra , komitenin 13 üyesi Stalin’in emriyle idam edildi. İdamın gerçekleştiği gece, öldürülen şairlerin gecesi olarak adlandırıldı. 1952 Olayları 1952 yılında Mareşal Khorloogiin Choibalsan’ın Moskova’da ölmesi, yaşlanan Stalin’i rahatsız etti. Bir yorumunda, “Tek tek ölüyorlar, Shcherbakov, Zhdanov, Dimitrov, Choibalsan ... Çok yakın zamanda öldüler! Eski doktorları yenileriyle değiştirmeliyiz.” . 1952 sonunda Mikhail Ryumin, üstü Güvenlik Bakanı Viktor Semyonovich Abakumov’a; Profesör Yakov Gilyarievich Etinger’in Zhdanov ve Scherbakov’un tedavilerinde yanlış şeyler yaptığını ve bunları her ikisini öldürmek için yaptığını rapor etti. Abrakumov anlatılana inanmayınca, Ryumin direkt Stalin’e gitti ve Stalin’de bu yanlış tedavinin, daha büyük, Sovyet liderleri öldürmeyi amaçlayan bir komplo olarak gördü. İşkence altında, komplo suçlamasıyla, Sovyet sorgucuların tutukladığı mahkûmlar, başta Stalin’in doktoru olmak üzere, Kremlin doktorlarının, Stalin’in bahsettiği kişileri öldürdüğüne dair sahte de olsa kanıt bulmaya zorlandılar . 1 Aralık 1952 tarihindeki Komünist Parti Yönetim Kurulu toplantısında Stalin; “Her Yahudi milliyetçisi, Amerikan istihbaratının bir ajanıdır. Yahudi milliyetçiler kendilerini Amerika’nın kurtardığını düşünüyor. Amerika’ya borçlu olduklarını düşünüyorlar. Doktorlar arasında birçok milliyetçi var” dedi . 4 Aralık, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Başkanlarının toplantısındaki gündeme alındı tıp görevlilerin bu sabotajı. Konu Stalin ve İstihbarat yardımcı başkanı Goglidze tarafından gündeme getirildi. Stalin, “bensiz, düşmanları tanımadığınızdan dolayı, bu ülke yok olur” dedi. Prag Duruşmaları Prag duruşmalarının peşinden, 11 eski Komünist lider ve Çekoslavak Üst düzey isim (11’i Yahudi olmak üzere toplam 14 kişi) 3 Aralık 19522 tarihinde idam edildi. 16 Aralıkta, Çekoslavak Komünist Partisinin başkanı Klement Gottwald: “Devlet karşıtı komployla savaş merkezinin sorgulamaları sırasında, Komünist Parti’nin, yeni bir hainlik ve casusluk kanalıyla karşı karşıya olduğunu keşfettik. Bu kanalın adı Siyonizm’dir”dedi. Rudolf Slansky’e karşı öne sürülen suçlamalardan birisi, düşman taraftan seçtiği bir avuç doktorla, Gottwald’ın hayatını sona erdirdiğiydi. Pravda’daki makale İnsanları ayaklandırmak için, Stalin TASS ve Pravda gazetelerine verdiği emirle, Doktorlar Komplosunu ortaya çıkarmasıyla ilgili haberler yayınlamalarını istedi Duruşmaları halka duyurup ilgilerini çekmek amaçlı, Doktorların kendisi de dâhil olmak üzere birçok Sovyet lideri öldürmeyi amaçladıklarını yazmalarını istedi . 13 Ocak 1953 tarihinde, SSCB’nin en meşhur doktorlarından bir grup Sovyet politik ve askeri liderlerini zehirleme komplosuyla suçlandı. Parti’nin resmi gazetesi Pravda, suçlamaları, “Akademik Doktorlar maskesi altındaki vahşi casus ve katiller” başlığı altında yayınladı. Bugün TASS haber ajansı, bir grup sabotajcı doktorun tutukladığını açıkladı. Devlet güvenlik organları tarafından kısa bir süre önce ortaya çıkarılan bu terörist grup, tıbbi sabotaj kullanarak, Sovyet liderlerinin yaşamlarını kısaltmayı amaçladılar. Sorgulara göre, bu terörist grubun mensupları, doktorluk unvanlarını ve hastalarının güvenlerini suiistimal ederek, yanlış teşhislerle hastaların hayatlarını hiçe sayıp yanlış tedavilerle onları öldürdüler. Asalet ve şefkati temsil eden doktorluk unvanının arkasına saklanıp, kendilerini bilim insanı olarak adlandırıp, insanları katlettiler ve bilimi yaptıklarıyla kirlettiler. Bu cani suçları işleyerek, bilim adamlarının onurunu kırdılar. Bu canavar grubun kurbanları arasında Yoldaş A.A. Zhdanov ve A.S. Shcherbakov vardı. Suçlular, itiraf ederek, Yoldaş Zhdanov’ un durumunu kötüye kullandıklarını, damar tıkanıklığı problemini gizleyip, bu ciddi hastalıkla alakası olmayan ilaçlar verdiklerini ve böylece Zhdanov’u bu şekilde öldürdüklerini söylediler. Katil doktorlar, çok güçlü ilaçlar, yanlış reçeteler ve zararlı diyetlerle yoldaş Shcherbakov’ un hayatını kısaltıp ölmesine neden oldular. Bu terörist grubun büyük bir kısmı, Amerikan istihbaratı tarafından satın alındılar ve Amerikan istihbaratının bir dalı olan, “Ortak” adlı Yahudi Milliyetçi Burjuvaların oluşturduğu grup tarafından görevlendirildiler. Bu casus Siyonist grubun yardımseverlik maskesi altında sakladıkları çirkin yüzleri ve vahşi faaliyetleri tamamen gün yüzüne çıktı... Bu zehirci doktor mangasının gün yüzüne çıkması, Uluslararası Yahudi Siyonist organizasyona büyük darbe oldu. Şimdi herkes “Ortak ”ın arka yüzünde nasıl bir hayırseverlik ve barış kardeşliği sakladığını görebilir. Vinagradov, M. Kogan, Egorov gibi diğer grup üyelerinin uzun süredir İngiliz ajanları oldukları keşfedildi. Yıllardır İngilizlerin en çıkarcı ve kriminal görevlerini yürütmektelermiş. Amerikalı kodamanlar ve onların İngiliz yardımcıları, dünya kontrolünün barışçıl yollarla gelmeyeceğini biliyorlar. Heyecanlı bir şekilde yeni bir dünya savaşına hazırlanırken, SSCB’nin ve Halkların yönetimde olduğu ülkelerin içine casus göndererek, Hitler’in yapamadığı, SSCB içinde yıkıcı “beşinci kolon”u kurmak istiyorlar. Sovyet halkı dikkatlerini asla bırakmamalılar ve her türlü savaş-açı güçlerin ve ajanlarının oyunlarına karşı devletin asker ve istihbarat güçlerini güçlendirmesine destek vermeliler. Diğer açıklanan meşhur isimler arasında Moskova Devlet Yahudi Tiyatrosu’ndan aktör-yönetmen Solomon Mikhoels, Stalin’in doktoru Miron Voysi, Dünyaca ünlü kardiyolog Yakov Gilyarievich Etinger, Terapist Boris Kogan, Nöropatolojist A. Grinshtein vardı. Bu ünlü isimlerin iki dışında hepsi Yahudi’ydi. Listedeki yüksek rütbeli kurbanlar arasında, Andrei Zhdanov, Aleksandr Shcherbakov, Mareşallerden Aleksandr Vasilevsky, Leonid Govorov ve Ivan Konev, General Sergei Shtemenko, Amiral Levchenko ve diğerleri vardı. Tutuklamalar Başta 37 tutuklama gerçekleşti ama sayı kısa zamanda yüzleri buldu. Pravda, Yahudilerin de içinde bulunduğu birçok önemli ismin imzalaması için komplolara yönelik bir kınama mektubu bastı fakat birçok ünlü Yahudi (general Yakov Kreizer, şarkıcı Mark Reizen, yazarlar Veniamin Kaverin ve Ilya Ehrenburg) imzalamayı reddetti. Kampanya’nın kısa bir süre sonra sona ermesinden dolayı mektup hiçbir zaman gazetede yayınlanmadı . Khruschev, Stalin’in ona Ukrayna’da anti-semitizmi teşvik etmesini tavsiye ettiğini ve ona “Fabrikada çalışan iyi işçilere sopa verilmeli, böylece Yahudileri iyice dövebilsinler . 9 Şubat 1953 tarihinde İsrail Sovyetler Birliği elçiliğinin sınırlarında bir patlama gerçekleşti ve 11 Şubatta SSCB İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesti. Bir sonraki gün İsrail’in ilk cumhurbaşkanı Hayim Weizmann’ın kız kardeşi, Moskovalı Doktor, Maria Weizmann tutuklandı. Moskova dışında, benzer suçlamalar hızlıca ortaya çıktı. Örneğin, Ukrayna, ünlü endokrinolog Victor Kogan-Yasny (SSCB’inde insülin kullanıp binlerce diyabetik hastayı kurtaran doktor) tarafından yürütülen bir komployu keşfetti. 36 “komplocu” tutuklandı. Yeni açılan KGB arşivlerine göre, Stalin, Georgy Malenkov be Nikita Khruschev gibi bazı potansiyel kurbanlara, sorgulama materyalleri topladı . Tutuklulardan bilgi almak için işkence kullanılması konusunda ısrarcı davrandı . Albert Einstein, Winston Churchill ve diğer ileri gelen isimler kınama mektupları göndererek, dürüst bir sorgulamanın gerektiğini belirttiler. Stalin’in ölümü ve sonuçları Stalin’in 5 Mart 1953 tarihinde ölümünden sonra, yeni liderlik, kendisini komplo sorgulamasından geri çekti. Suçlamalar geri çekildi ve yeni atanan içişleri bakanı Layrentiy Beria’dan gelen 31 Mart tarihli bir kararla doktorlar temize çıkarılmıştı. 6 Nisan tarihinde bu karar Pravda tarafından halka sunuldu . Güvenlik Bakan yardımcısı Ryumin bu komplonun oluşturulmasıyla suçlandı, tutuklandı ve sonra asıldı . Krushchev’in ifadeleri 1956 yılındaki Gizli Konuşmasında, Nikita Khruschev, Doktorlar Komplosunun Stalin tarafından uydurulduğunu fakat Stalin’in amacına ulaşmadan öldüğünü ve böylece birçok doktorun hayatının kurtulduğunu belirtti. Stalin, Komünist Parti Yönetim Kurulu’na “Sizin gözleriniz yavru kediler gibi kör. Bensiz ne olurdu biliyor musunuz? Düşmanlarınızı tanımadığınızdan bu ülke yok olurdu” dedi. Yahudilerin Planlanan Tehcirleri Komünist Parti’nin 20. Kongresi’ndeki gizli konuşmasında, Nikita Khruschev, Stalin’in doktorlar komplosunu kullanarak partide bir temizlik yapmayı istediğini belirtti. Bir kaynağa göre, Stalin Yahudileri yerleştirmek için, kamplar kurup, Tehcir komitesini kurdu. Böylece Yahudileri bu kampa gönderecekti . Komisyon sekreteri Poliakov, Stalin’in planlarına göre, tehcirin 1953 Şubatında başlaması istenmişti fakat Yahudilerin listesini toplamak gibi çok uzun olan iş tamamlanmamıştı. Safkan Yahudiler ilk sürülenler olacaktı ve onları kırmalar (polukrovki) takip edecekti (31). 1953 Marttaki ölümünden önce, Stalin aynı mart ayında, doktorlar komplosunda tutuklanan kişilerin Kızıl Meydan’da öldürülmesini planladı ve böylece Stalin’in Yahudileri kızgın Ruslardan kurtarıp o kamplara göndererek, Yahudiler için bir kahraman olacaktı . Diğer bazı ifadeler, bu planlı tehcirin diğer yönlerini anlatmıştır . Bazı eleştirmenler, Stalin’in zaten asimile olmuş Yahudileri coğrafik olarak oynatmak, Stalin’in savaş sonrası politikalarına uymayacaktı. Stalin’in 1953 yılındaki ölümünden önce Rusya’nın hem güneyinde hem de batısında 4 geniş kamp kuruldu, bunların Yahudiler için olduğu dedikodularına rağmen, bu kampların öyle kullanılmaları hakkında hiçbir kanıt yoktu . Veniamin Kaverim, tehcirin gerçekleşmesi için bir mektup imzalamasını istediklerini belirtti. Victor Suvorov’a göre, Rusya’nın doğusunda, yeni gelecek Yahudiler için yeni kamplar kurulmuştu. Döküm anların olmaması negatif kanıtlar olarak sayılmaz çünkü o dönemde tehcirler kararları genelde sözlü olarak iletilirdi ve çok az sayıda kayda alınırdı . Öte yandan, bazı bilinen bilgilere dayanarak, Stalin’in anti-semitizmi üzerinde araştırma yapan, Gennady Kostyrchenko, tehcir planlarıyla ilgili güvenilir kanıtların olmadığını ve aslında tehcirin olmadığına dair kanıtların olduğu savundu. Diğer bazı araştırma görevlilerine göre, bu hala bir soru işaretidir . Sovyetler Birliği dışındaki birçok akademisyenin ortak olarak kabul ettikleri görüş, Khrushchev’in de söylediği gibi, Stalin’in komployu kullanarak partide büyük bir temizlik yapmak istedi. Tarihçi Samson Madiyevsky’e göre, tehcir kesinlikle düşünülmüştü ve tek şüphe zamanlamaydı He also said that Коstyrchenko himself said that the deportation might have happened later on.. Robert Edward Edmondson Robert Edward Edmondson (1872 Dayton, Ohio – 1959) Yahudi karşıtı broşür yazarı ve 1944’teki Büyük İsyana Teşvik Mahkemesinde yargılananlardan biriydi. Pan-Aryan Konferansını organize eden kişidir . Edmondson’ un kökeni Koloni dönemindeki Virjinya ve Maryland’e uzanır ve aslen İskoç kökenlidir. Kendisini partizan olmayan bir vatansever ve “ Yerli Amerikalı” olarak adlandırdı. Kariyeri Edmonson, 40 yıl süren kariyerinde gazetecilik, editörlük, yazarlık ve ekonomi hakkında yayıncılık yaptı. Kariyerine Cincinnati de bir gazeteci olarak başladı. Daha sonra New York’a taşınıp New York Herald ve New York Mail ve Express için finans habercisi oldu. New York’tayken, Yahudilerin Amerika ekonomisini manipüle ettiklerine inandığını fark etti ve kendi bağımsız ekonomi haberlerini Edmondson Ekonomi Hizmetleri aracılığıyla yayınlamaya başladı . Bu dönemde Bu dönemde Nazi propagandası yapan Ulrich Fleischhauer ile arkadaş oldu ve Yahudi karşıtı bir haber ajansına katıldı. Edmondson Franklin D. Roosevelt’in Yahudi olduğuna inanıyordu ve Roosevelt’in Yahudi Kökeni adlı broşürü yayınlayarak bu konuyu açtı. 1936 seçimlerindeki Roosevelt’e saldırılarında Roosevelt’in Bernard Baruch, Felix Frankfurter ve Louis Brandeis gibi Yahudilerin kontrolünde olduğunu belirtti . Zamanla 400’ü bulan Amerikan Koruyu Bülten’i adlı yazdığı yazı serisinde . 1930'lu ve 1940'lı yıllarda Yahudilerin Amerika’daki bankaları, medyayı ve yayınları kontrol ettiğini yazdı. Edmondson ayrıca güçlü bir anti-komünistti ve birçok yazısı, genelde sudaki florürün bir komünist komplosu olduğu üzerindeydi. Bunun yanı sıra komünizm ile ilgili diğer komplo teorileri üzerinde de yazdı. Mahkemeler 11 Haziran 1936’da New York Tahkikat Jürisi tarafından “Yahudi dinine mensup bütün insanları karalama” iddiasıyla suçlu buldu. Savunması için birçok önemli Yahudi ismi mahkemeye davet etti. Bunların arasında; Bernard Baruch, Henry Morgenthau, Rabbi Wise, Samuel Untermeyer, Vali LaGuardia, James P. Warburg, Walter Lippmann ve Samuel Rosenman vardı. Buna cevap olarak, Amerikan Yahudi Komitesi, imza toplayıp Edmondson’a karşı bütün iddiaların düşürülmesini istedi. 10 Mayıs 1938’de hakim, Edmondson’a karşı bütün suçlamalardan temizledi 1940'lıların başında Edmondson, diğer 28 kişiyle birlikte anti-semit duruşundan dolayı, isyana teşvik suçuyla 1944’te mahkemeye verildi. ABD istihbaratı Edmondson’ın bir Nazi ajanı olduğuna inanıyordu .Edmondson, New York’tan Stoddartsville, Pennsylvania’ya ve sonra Kaliforniya Çimen Vadi’ sine yerleşti . Edmondson’ın Yahudilerle ilgili düşünceleri Aşağıdaki alıntı onun ideolojisini açıklar: Yahudilere dinlerinden ve ırklarından dolayı karşı değilim ama Yahudi önderlerinin (örn: bankacılar) aktif olarak Amerikan karşıtı olmalarından dolayı karşıyım. Bu tür insanlar, Amerikan politik felsefesini feshedip, ülkenin kontrolünü ele geçirmek istiyorlar, bu nedenle, Yahudiler bu hükûmeti devirme girişimlerini reddedene kadar Yahudi karşıtı kalacağım. Eğer bunu gerçekleştirenler Yahudi azınlıklardan başka birileri olsaydı yine aynı tepkiyi gösterirdim. Bu problem günümüzde Dünya’nın yaşadığı en büyük problemdir... Acımasız tanıtımların, halk arasındaki kötülükler için tek çözüm olduğunu bildiğimden, 1934 yılında, Yahudilerin Anti-Amerikanlıklarını ve Talmud Komünizmini açığa çıkarma kampanyasını başlattım. George Soros Komplo Teorileri sağ|küçükresim|230px|George Soros, 2006 yılındaki, kitap turunda konuşma yapmakta (Malezya). George Soros (d. 12 Ağustos 1930), Macar ve Yahudi asıllı Amerikalı finans spekülatörü ve liberal girişimci. Yugoslavya, Ukrayna gibi doğu Avrupa ülkelerine yaptığı yardımın tutarı, bu ülkelere Birleşmiş Milletler tarafından yapılan yardım miktarını aşmıştır. Bu yüzden kimi çevreler onu "hayırsever" olarak tanımlamaktadır. Ancak bu yardımların siyasi amaçla yapıldığını savunanlar da vardır ve hakkında birçok komplo teorileri ortaya atılmıştır. Birçoğu onun politik inançları ve ekonomik zenginliğinin kesişmesiyle ilgilidir. Bu komploları, yazar Michael Wolraich “Anti-Sorosizm” olarak adlandırdı . Anti- Sorosizm, muhafazakâr ve milliyetçi çevrelerdeki Soros karşıtı komplo teorilerinin büyüyen politik değerlerinden dolayı, tahkikat altına alındı. Wolraich, “Anti-Sorosizm’i, 1800'lerde Avrupa’da ortaya çıkan Rothschild Ailesi hakkındaki teorilerle karşılaştırdı . Malezya Soros bir piyasa katılımcısı olmakla ve piyasa katılımcılarının uyması gereken kuralları değiştirmek için çalışmak arasında bir ayrımı gösterir. Malezya’nın Haziran 1981 ile Ekim 2003 arasında görev yapan Başbakanı Mahathir bin Mohamed’e göre, Soros, 1997 yılındaki Doğu Asya ekonomik çöküntüden kısmen sorumluydu. Bu krizde Tayland para birimi Dolara karşı pes etti. Mahathir’e göre, krize doğru giden önceki üç yılda, Soros, Doğu Asya borsasında ve emlak sektöründe kısa dönemli spekülatif yatırımlar yapıp, para birimindeki devalüasyon işaretleriyle, uygunsuz bir şekilde yatırımları geri çekti . Soros bu iddialara cevap olarak, “Mahathir kendi hatalarını örtbas etmek için beni günah keçisi olarak seçiyor” dedi. Bahsettiği Mahathir’in hatası, para birimi ticaretini yasaklama sözleriydi ve bu fikir Soros’a göre bir felaket reçetesiydi. Ayrıca bu konuyla birlikte, Soros, Mahathir’in ülkesi için bir tehlike olduğunu dile getirdi Hem Mahathir hem de Soros, ilerleyen dokuz yılda birçok gazete ve röportajda bir diğeri için iğneleyici söylemlerde bulundu. 2006 yılında bölgede gerçekleştirdiği kitap turunun bir parçası olan Malezya ziyaretinde, Soros, ilk defa Mahathir’le buluştu ve Mahathir, Soros’un ekonomik krizle bir alakasının olmadığını kabul ettiğini belirtti . Glenn Beck’in Komplo Teorisi 9 Kasım 2010 tarihinde, Amerikalı Muhafazakâr televizyon sunucusu Glenn Beck, Soros’a ithaf ettiği bir saat süren “Kukla efendisi” adlı bir program yayınladı . Çocukken Nazilerle işbirliği yapmasından, birçok insanın aslında onu anti-semit olarak adlandırdığına kadar Soros ile ilgili birçok iddiada bulundu bu programda. Bu iddialar, İnkâr ve İftirayla Mücadele Birliği ve Holokost’ta Hayatta Kalanlar ve Torunları topluluğu gibi birçok grup tarafından kınandı . Beck, sonraki iki günde bu programa ve Soros ile ilgili iddialarına devam etti. Bu iddialarının arasında, Soros’un diğer destekçilerle birlikte Amerika ekonomisini çökertip Yeni Dünya Düzenini oluşturmaya yardım ettiği de vardı. Beck’in iddiaları, 18 Kasım 2010 tarihli Jon Stewart’ın The Daily Show adlı programında dalga konusu oldu. Stewart parodiyi “Mançuryalı Deli” olarak adlandırdı . Parodi birçok büyük medyacı tarafından övüldü fakat Beck 25 Kasım’da cevaben, Stewart ve Stephen Colbert’in insanları kuzuya çevirdiklerini ima etti . LaRouche’un “uyuşturucu ticareti” komplo teorisi Birçok kez başkanlığa aday olan Lyndon LaRouche ve hareketi yayınladıkları bir yazıda, Soros’un uluslararası yasa dışı uyuşturucu ticaretinin lideri olduğunu iddia etti. LaRouche’un anti-Soros duruşu 1990'lı yıllara dayanır. Bu iddia, Dennis Hastert ve Cliff Kincaid tarafından ilerleyen yıllarda tekrarlandı . Diğer Ülkeler Soros’un desteklediği demokrasi yanlısı bazı girişimler Kazakistan ve Türkmenistan tarafından yasaklandı . Türkiye’deki Kamuyu Aydınlatma Kuruluşu’nun başkanı Erciş Kurtuluş bir röportajda, “Soros isteklerini, Sivil toplum Kuruluşlarını kullanarak Ukrayna ve Gürcistan’da gerçekleştirdi... Geçtiğimiz yıl, Rusya, Sivil Toplum Kuruluşlarının yabancılardan para almasını yasakladı. Bence Türkiye’de de yasaklanmalı” dedi . 2011 Forbes Yazısı 2011 yılında, Forbes dergisi George Soros, aktivizmi ve ABD dış politikası hakkında geniş kapsamlı bir yazı yayınladı. Yazıdaki bir kısım şunu belirtti: “Soros Doğu Avrupalı ve Orta Asyalılar tarafından, parasını politik sistemleri yıkmak için kullandığına inandıkları için nefret toplamakta. Haklı veya haksız olarak, bu görüş anti-Amerikan hissiyatı destekliyor ve diktatörlerin Amerikalı diplomatlara karşı bu görüşü kullanıyorlar . Yahudi Bolşevizm’i [[Dosya:WhiteArmyPropagandaPosterOfTrotsky.jpg|küçükresim|200px|sağ|Beyaz üstünlükçü hareket 5 köşeli yıldızla Lev Troçki'yi bir sürü iskeletin yanında şeytan gibi göstermekte. Karikatürün adı “Rusya’daki özgürlük” idi]] Yahudi Bolşevizm’i, Yahudilerin, Komünist hareketlerin ve Sovyet Bolşevizm’inin arkasındaki güç olduğunu iddia eden bir komplo teorisidir . Terim, komünizmin bir Yahudi komplosu olduğunu belirtmek için kullanılmıştır ve 20. Yüzyılın milliyetçi eğilimiyle aynı dönemde popülerlik kazanmıştır. Polonya’da, Yahudi Bolşevizm Żydokomuna olarak adlandırıldı ve anti-semit bir klişe söylem olarak kullanıldı . Żydokomuna (Yahudi Bolşevizm’i) terimi, anti-komünist kesimin propagandası olan bir broşürün başlığı oldu. Yahudi Bolşevizm’i etiketi, Nazi Almanyası tarafından, Yahudileri Komünist olduklarını ve komünizmin Yahudi çıkarlarını desteklediğini belirtmek için kullanıldı . Hannah Arendt’e göre, bu Nazi propagandasının en verimli kurgusuydu. II. Dünya Savaşı’ndan önce Polonya’da Żydokomuna terimi, aynı şekilde Yahudilerin SSCB ile beraber komplo kurup Polonya’yı SSCB’nin işgal etmesi için çalıştığını belirtmek için kullanılmıştı. Andre Gerrits’e göre, Doğu Avrupa’daki Yahudi Komünizmi efsanesi, 20. Yüzyılın ilk yarısındaki en popüler ve en yaygın politik önyargılardan biriydi . Terim günümüzde anti-semit yayınlarda ve web sitelerinde kullanılmaktadır. Kökeni Kavramın 1920'li yıllarda dünya çağında yayılması, Siyonist Atalarının Protokollerinin yayınlanıp dağıtılmasına bağlanmıştır. Bu tanım, Ekim İhtilali esnasında ve sonrasında bazı Yahudi Bolşevik liderlerin Yahudilikleriyle ilgili bir gündem yarattı. Daniel Pipes’a göre, Siyonist Atalarının Protokolleri aracılığıyla, Anti-komünistler, suçlamaları uluslararası arenayla paylaşıyordu. Yahudilerin Rus Komünizmiyle ilişkisi küçükresim|sol|150px|1924 yılında yapılan etnik kökene bağlı nüfus sayımı Rus İmparatorluğu’nun son döneminde Yahudilerin yaşadığı sorunlar Rus İmparatorluğu’nda, Yahudiler, ezilen azınlıklar olmuştur . Kendilerine ayrılan yerleşim bölgesinde (Pale of Settlement) bir çeşit ırksal ayrım ve pogromlar yaşadılar. 1881-1920 arasında iki milyon Yahudi Rusya’yı terk etti . Berel Wein’e göre: Kovulmalar, sürgünler, tutuklanmalar ve dayak, birçok Yahudi’nin günlük aktiviteleri arasındaydı. Bu sadece alt sınıf Yahudiler için değildi ve orta sınıf ve hatta Yahudi aydın sınıfı da aynı muameleyle karşı karşıyaydı. 3. Alexander dönemi, Yahudi halka savaş açtı ve Yahudiler avlanıyordu. Bu nedenle Rusya’dan kaçmak Romanov’ların elinden tek kurtulma yolu olarak görülüyordu (10). Daha çok sayıda bir arada yaşayan Yahudi, çeşitli ideolojik hareketlere katılarak aşamalı bir şekilde veya devrimci bir şekilde Rus İmparatorluğu’ndaki durumu değiştirmeye çalıştı. Bu hareketler arasında aşırı solcular(Anarşist , Bolşevik, Menşevik ) ılımlı solcular (Trudovikleri) ve meşrutiyetçiler vardı. Monarşi partiler, manifestolarında ve programlarında açıkça anti-semit duruşlarını belirttiler. Bolşevik Partisi’ndeki Yahudiler 1917 yılındaki Şubat İhtilalinin arifesinde, Bolşevik Parti 10.000 üyeye sahipti ve bunların 364ü Yahudi’ydi . 1917-1919 arasında Yahudi Bolşevik Parti liderleri arasında Grigory Zinoviev, Moisei Uritsky, Lev Kamenev, Yakov Sverdlov, Grigory Sokolnikov ve Lev Troçki vardı . Trotsky ayrıca Halk Komiserlerinin Konsey’inin üyesiydi . Bu konseyin 23 üyesinin 5 i Yahudi’ydi (1920-1930 arasında) . 1922 yılındaki bir parti sayımına göre, Bolşeviklerin 19.564 ü Yahudi’ydi ve bu sayı bütün partinin 5.21% iydi . 1917 Ekimi öncesindeki üyelerin 7.1% i Yahudi’ydi. 1929 yılında, Sovyet Kongresi’nin Merkezi Yönetim Komitesi’nde 402 Etnik Rus, 95 Ukraynalı, 55 Yahudi, 26 Litvanyalı, 13 Polonyalı ve 12 Alman vardı . Yönetim kurulundaki Yahudi sayısı 1918 yılı itibarıyla azalmaya başladı. Komitenin en radikal üyesi, Moisei Uritsky’ nin öldürülmesiyle başladı. Daha sonra Yakov Sverdlov 1919’da hastalıktan dolayı öldü. 1922 yılında, komitedeki Yahudi sayısı 3 e düştü: Trotsky, Zinoviev ve Kamenev. Zamanla, Stalin’in yönetimi altında tamamen yok oldu: Zinoviev ve Kamenev 1936 yılında ve Trotsky 1940'ta. 1920’lerde, Merkez Komitedeki, Parti Merkez Komitesinde, Başkanlıkta ve Komiserler Konseyi’ndeki toplam 417 kişinin 6% si Yahudi’ydi . 1936-1940 arasındaki büyük temizlikte ve Nazi Almanyası’yla uzlaşma döneminde, Stalin, Yahudileri yönetim, parti, diplomatik organlar ve askeri pozisyonlardan temizledi . 1939 yılında, Stalin, yeni dışişleri bakanı Vyacheslav Molotov’a Yahudileri temizlemesi için emir verdi . Bazı akademisyenler bunun içişleriyle alakalı olduğunu belirtmekteyken , bazıları, bu temizliğin Nazilerle olan ilişkiden dolayı olduğunu belirtmektedir . Tarihçi Lakov Etinger’a göre, 1930’lardaki Sovyet temizliği anti-semit ti ve II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru bu daha yoğun bir hal aldı. 1952 yılında, Stalin, her Yahudi’nin potansiyel bir casus olduğunu belirtti . Nazi Almanyası [[Dosya:1.2 The Jewish Bolshevism Image.png|küçükresim|150px|Alfred Rosenberg'in broşürlerinden alınmış Bolşevik liderlerin karikatürleri, Yahudi Bolşevizmi]] Walter Laquer, Yahudi Bolşevizmi komplo teorisinin kökenlerini Nazi ideolog Alfred Rosenberg’e dayandırır. Rosenberg’e göre Bolşevizm “Rusya’da bulunan Aryan Almanlara karşı, Yahudi, Slav ve Moğolların ayaklanmasıydı.” Rosenberg’e göre, Almanlar Rusların tarihi başarılarını sağladı ve Yahudi ve Çinlilerin çıkarlarını gözeten Bolşevikler Almanları devre dışı bırakmak istemekteydi . Nazi Almanyası’nda Yahudi Bolşevizmi, komünizmin Yahudiler tarafından yönetilen ve dünyayı ele geçirmeyi amaçlayan bir hareket olarak lanse edildi. Basında bu terim, Alman gazeteci Dietrich Eckhart’ın 1924 yılında bastığı "Der Bolschewismus von Moses bis Lenin” ("Musa’dan Lenin’e Bolşevizm") broşürle popüler oldu. Broşürde, Lenin ve Musa Yahudi ve komünist olarak gösteriliyordu. Bunu 1924 yılındaki Hitler’in Mein Kampf’ı (Kavgam) takip etti. Kavgam adlı kitaba göre, Bolşevizm, Yahudilerin dünyayı ele geçirmeyi amaçlayan 20. yüzyıl amaçlarıydı. Alman ordusundaki, Sovyet komünizmini bir Yahudi komplosu olarak görme eğilimi, I. Dünya Savaşıyla birlikte resmi bir hal aldı. 1932 yılında Ewald Banse tarafından devletin desteğiyle hazırlanan broşürde, Sovyet liderliğini Yahudi olarak gösterip, hiçbir şeyin farkında olmayan Rus halkını yönettiğini gösterdi . Alman Savaş Bakanlığı’nın psikolojik savaş laboratuvarı, 1935 yılında, Sovyet yetkililerini “iğrenç Yahudiler” olarak tanımladı ve Kızıl Ordu askerlerine ayaklanıp Yahudi komiserlerini öldürmeleri çağrısında bulundu. Bu materyaller, zamanında kullanılmadı ama 1940'lı yıllarda propagandalar için temel oluşturdu . 1941 yılındaki Barbarossa Harekâtını haklı göstermek için yaptığı Reichstag (parlamento) konuşmasında Hitler şöyle dedi: “Yirmi yıldan daha fazla bir süredir, Moskova’daki Yahudi Bolşevik Rejim, sadece Almanya’yı değil, bütün Avrupa’yı ateşe vermeyi amaçlıyor... Yahudi Bolşevik liderleri, sadece ideolojik yollarla değil, askeri yollarla da bizleri ve bütün Avrupa’yı yönetmeyi amaçlamakta... Bu Anglo-Sakson Yahudi savaş tüccarları ve Moskova’daki Bolşevik Yahudilerle yüzleşmenin vakti geldi .” Nazi propagandası, Barbarossa Harekâtını, Alman nasyonal sosyalizmi ve Yahudi Bolşevizmi arasındaki bir ideolojik ve ırksal savaş olarak gösterdi. Sovyet düşmanı, Yahudiler tarafından yönetilen, insandan daha düşük varlıklar (Untermensch) ve Asyalı vahşiler olarak gösterdi ve hiçbir Alman’ın bu düşmana merhamet göstermemesini belirtti . Askerlerin büyük bir kısmı ve birçok Wehrmact subayı, Sovyet düşmanı insan dışı varlıklar olarak gördü . Nazi Almanyası Dışındaki Ülkeler 1920'li Yıllarda İngiltere 1920'li yıllarına başında, Henry Hamilton Beamish adındaki Anti-semit, Bolşevizm’in Yahudilikle aynı şey olduğunu söyledi . Aynı yıllarda, Winston Churchill, “Siyonizm vs. Bolşevizm” adlı yazıyı yazdı. Yazıda, Yahudilerin dönemdeki bazı devrimci hareketlere (komünizm gibi) katılmaları, karakterlerinin bir fonksiyonudur: “Yahudiler arasında Bolşevizm yeni bir şey değil, Spartacus-Weishaupt’ın günlerinden Karl Marx’a, Trotsky’e, Macar 8Bela Kun’a, Alman Rosa Luxembourg’a ve Amerikan Emma Goldman’a. Bu dünya çapındaki, medeniyetleri yok etmeyi amaçlayan komplo, istikrarlı bir şekilde büyümekte .” Yazar Gisela Lebzelter’a göre, Churchill’in analizi, Rusya’nın Yahudileri baskı altında tutmasını göz ardı ettiğini ve Yahudilerin harekete katılmalarını Yahudilerin karakterlerine bağladığını belirtti . 2006 İran 2006 yılında, İran Cumhurbaşkanı danışmanı ve Dünya Holokost Çalışmaları Derneği sekreteri Muhammed Ali Ramin; "Her ikisi de Yahudiler tarafından yönetilen Lenin ve Stalin’in altındaki Sovyetler, sözde ateist ve Marksist olmalarına rağmen, İkinci Dünya Savaşına kadar Hitler’le işbirliği yaptılar ve bir İsrail Devleti kurmak için çalıştılar ” dedi. Amerika Amerikalı Milliyetçi editörü “Komünizm’ in Arkasında” adlı kitabı 1952 yılında yayınladı. Kitapta Komünizm’ in bir Yahudi komplosu olduğunu anlattı . Polonica.net Polonica.net 2002 yılında, Polonyalı Katolik Yahudileşme karşıtı Millî Direniş Hareketi, Polonyalı Vatansever birliği ve Dünya Katolik Millî Hareketi tarafından kurulan; Yahudi Karşıtı, aşırı sağcı internet portalıdır. İçerikler Portal genelde, Polonyalı Katolik bir rahip olan Henryk Jankowski tarafından yazılan yazıları yayınlamaktaydı. Jankowski, Polonyalıların parlamentoda Yahudilere yer vermemeleri gerektiğini dile getirmesiyle birlikte bir yıllık vaaz yasağı aldı . Yazıları genelde Anti-semit propagandalardı ve bir yazısında da sonradan Polonyalı soy ismi alan meşhur Polonyalı Yahudi’nin gerçek soy isimlerini yayınladı. Bu isimler arasında gazeteci Adam Michnik, tarihçi ve politikacı Bronisław Geremek, eski cumhurbaşkanı Aleksander Kwaśniewski eski başbakan Tadeusz Mazowiecki vardı. Bu liste daha sonra Polonyalı sokak sanatçısı Peter Fuss’un yaptığı bir postere ilham verdi. Posterdeki mesaj “Żydzi won z katolickiego kraju" ("Yahudiler, Bu Katolik ülkeden gidin!") idi . Poster, 2007’de Koszalin’de insanların anti-semitizmle ilgili sergiyi görmelerini teşvik etmesi için kullanıldı. Sergi, büyük tartışmalara sebep oldu ve polis tarafından açılış öncesinde kapatıldı . Kızıl Özgeçmişler kısmında, portal yazarları, Polonyalı politikacılarının Yahudi soy isimlerini içeren “gerçek özgeçmişlerini” sergilemek istediler. Örneğin, Polonya eski cumhurbaşkanı Aleksander Kwaśniewski, Izaak Stoltzman olarak sergilendi. Listede, Donald Tusk, Ludwik Dorn, Lech Kaczyński, Lech Wałęsa, Adam Michnik, Monika Olejnik, Sebastian Imbierowicz, Jolanta Rutowicz ve Henryk Batuta (kurgu karakter) vardı. Bunun yanı sıra, portalda, “Yahudilere karşı savaş programı”, ”Antipolonizm”, ”Amerika Yahudilerin Kontrolü Altında” başlıklı yazılar bulmak mümkündü. Portal ayrıca, Amerikalı endüstrici ve otomotiv üreticisi Henry Ford’un Yahudi karşıtı broşür ve yazılarını da Lehçe’ye çevirerek yayınladı. Temel Mesaj Sitenin vermek istediği ana mesaj, genelde, Polonya ekonomisinin Yahudi kökenli insanların kontrolü altında olduğuydu. Ana sayfada, Polonyalı geleneklerin sözde yok edilmesini amaçlayan kişilerin adı vardı. Polonica.net yazarlarına göre, Yahudi kökenli kişiler, Polonya’nın karşılaştığı en büyük tehlikeydi ve portala göre, bu tehlikeyi yok etmenin tek yolu Yahudileri Polonya’dan tamamen kovulmalarını sağlamaktı. Kapanış Portal, 2010 yılında kapatıldı. Aslında polis 2007 yılından beri portalı kapatmak istemişti fakat portalın Amerika’daki bir sunucuya kurulmuştu ve site yöneticisi ülke dışındaydı . Sahar Televizyonu (İngilizce) Sahar Televizyonu Evrensel Sahar Yayın Ağına (SUN) ait iki televizyon kanalının adıdır. Bu kanallar İran Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (IRIB) yabancı yayın yapan dalıdır ve yabancı dillerde program yapmaktan sorumludur. Bu diller arasında, İngilizce, Fransızca, Arapça, Boşnakça, Urdu ve diğer birçok dil vardır. İngilizce departmanı ise bütün yeni haberleri dünyaya İngilizce sunmaktadır. Sahar Televizyonu ve İsrail komplo teorisi Sahar Televizyonunun İngilizce kısmı, genelde İslami eğitimi yaymak amaçlı oluşturulmuş olsa da, programların konusu ve türü oldukça çeşitlidir. Genel olarak, mesajını yaymak için, Sahar Televizyonu sadece politik konuları değil, kültürel, sosyo-ekonomik ve gündemdeki birçok sıcak konuyu ele alır. Bu özellik birçok farklı türde programın yapılmasını sağlamıştır. Haberler, çeşitli bilimsel ve sosyal belgeseller, klipler, oyun şovları v. b... İngilizce kısım, aynı zamanda birçok farklı belgesel üretmiştir (Mandela Arkadaşları, Siyam Şeyh, Kenya v. b.) 2012 yılında, Sahar, Amerikalı Veterans Today adlı çevrimiçi politik platformun askeri istihbarat analisti Gordon Duff ile 9/11 saldırılarının arkasındaki gerçekler üzerine bir röportaj yaptı. Röportaj aynı zamanda komplo teorisyenleri James Fetzer[ ve David Ray Griffin’in teorilerine de yer verdi. Rather Duff’a göre, uçakları İsrailliler kaçırmıştı ve İsrail 9/11 saldırılarının arkadaşındaki ülkeydi. Sandy Hook İlköğretim Okulu Katliamı hakkındaki komplo teorileri Sandy Hook İlköğretim Okulu katliamıyla ilgili gündemde olan bazı komplo teorileri vardır. Komplo teorilerine taraf olan kişiler, saldırıyla ilgili şartları sorgulamaktadır. Adam Lanza’nın suçu işleyen tek kişi olması ve medyanın daha önce gösterdiği; suçlunun kimliği, yanlış fotolar, kurbanların yanlış yerinin, kullanılan silahlar ve diğer bazı bilgilerle ilgili çelişkiler komplo iddialarını güçlendirmektedir . Bazı teoriler İsrail’i suçlarken, bazı teoriler de ABD hükûmetini suçlamaktadır. Bu tür teoriler, devletin, daha sıkı silah kontrolü kanunları için saldırıları yönettiklerini öne sürüyor. İsrail ve İran Propagandası İran Devlet Medyasının bir kolu olan Press TV, Veterans Today editörü Gordon Duff tarafından yazılmış bir fikir yazısını yayınladı. Duff’ın yazısında, eski Cumhuriyetçi vali Michael Harris’in sözlerine yer verdi ve Harris’e göre, Sandy Hook İlköğretim okulu katliam, İsrailli ölüm mangaları tarafından gerçekleştirildi. Duff’a göre, saldırının sebebi, İsrail tarafından son dönemde hissedilen İsrail-Amerika ilişkilerinin Başkan Obama yönetiminde soğumasıdır. Özellikle Obama’nın ciddi bir İsrail eleştirmeni Chuck Hagel’i Amerika Güvenlik Sekreteri olarak aday göstermesi İsrail için büyük problemdi. Neo-Nazilik ile suçlanan bir politikacının düşüncelerine yer verdiğinden dolayı ve Gordon Duff gibi anti-semit bir editörün yazısı olduğundan dolayı, bu fikir yazısı şiddetli eleştirilere maruz kaldı ve Amerikan medyası tarafından, İran propagandası olarak görüldü. Diğer birçok komplo teorisi saldırılarla ilgili İsrail’i ya da Yahudileri ilişkilendirdi fakat hepsi anti-semit teoriler olarak adlandırıldı. Arkadan Vurma Söylemi küçükresim|sağ|300px|1919 yılında basılan, bir Yahudi’nin Alman ordusunu arkadan bıçakladığını gösteren karikatür. Genelde Yahudiler olmakla birlikte, Bolşevikler ve Weimar Cumhuriyeti de arkadan vurmaktan suçlandı [[Dosya:Stab-in-the-back cartoon 1924.jpg|küçükresim|sağ|300px|Sosyal Demokrat Parti’den Philip Scheidermann ve ateşkes anlaşmasını imzalayan Weimar Cumhuriyeti ikinci şansölyesi Matthias Erzberger’i Almanya’yı arkadan vururken gösteren 1924 yılındaki bir karikatür]] Arkadan vurma söylemi (Almanca: Dolchstoßlegende), 1918 sonrası Almanya’sında sağcı kitlelerce öne sürülen bir savdır. Bu kitlelere göre, Alman ordusu, I. Dünya Savaşı’nda kaybetmedi fakat Almanya’da monarşi karşıtı cumhuriyetçi siviller tarafından ihanete uğradı. Bu grup aynı zamanda, 11 Kasım 1918’deki ateşkesi imzalayan liderleri kınadı ve onları “Kasım Suçluları” (Almanca: Novemberverbrecher) olarak adlandırdı. Naziler 1933’te yönetime geldiğinde, bu efsaneyi kendi resmi tarihlerinin bir parçası yapıp, Weimar Cumhuriyeti’ni ve Kasım Suçluları’nı, milletlerini arkadan vurarak tasarladıkları bir proje olarak nitelendirdiler. Nazi propagandası Weimar’ı; bir yolsuzluk batağı, yozlaşma, millî aşağılanma, millî muhalefete karşı acımasız eziyet gibi söylemlerle tasvir etti. Adolf Hitler liderliğindeki nasyonal sosyalist hareketin iktidara gelmesinin ardından 1933 Millî Devriminin sonucu olarak, 14 yıllık Yahudi, Marksist ve Bolşevik kültürünün yönetimi olan Weimar Cumhuriyeti’nin yok edildiği ilan edilmişti . Almanya içindeki ve dışındaki uzmanlar bu savı kabul etmezler ve Alman ordusunun bütün stoklarının bittiğine ve 1918 yılında düşmanlar tarafından bozguna uğradığına inanırlar . Birçok Alman için, “ Arkada vurma” tanımı, Richard Wagner’in 1876 yılındaki, Hagen karakterinin Siegfried adlı düşmanını mızrakla arkasından vurarak öldürdüğü Götterdämmerung adlı operasını hatırlatmaktaydı . 1919 Arkadan vurma teması, en belirgin şekilde, 1919 yılında iki Alman başkomutandan biri olan Erich Ludendorff tarafından ifade edilmiştir. Ludendorff, Kasım 1918’deki ateşkesi/teslim olmayı Berlin hükûmetine ve sivil nüfusa bağladı. Ona göre, halk ve yöneticiler yeterli desteği vermedi, komutanları hayal kırıklığına uğrattı ve savaşçı millet özelliklerini gösteremediler. Dolchstoß terminolojisini popülerleştirip, 1920'li yılların en bilindik sağcı liderlerinden biri oldu . Alman halkının 1919 Versay Antlaşmasına tepkisi oldukça negatifti. Antlaşma nedeniyle, Alman sınırları %13 oranında küçüldü ve birkaç milyon etnik Alman, bulundukları yerlerde çoğunluk olmalarına rağmen, yabancı güçlerin yönetimi altına girdi. Ren nehrinin batısında yer alan Alman topraklarındaki (Rhineland) askerler terhis edildi ve İtilaf Güçleri birçok bölgeyi işgal etti. 70 yıl boyunca ödenecek koca savaş onarım tazminatı vardı (1931 yılında ödeme durduruldu fakat II. Dünya Savaşı’ndan sonra devam etti). Dolchstoß (arkadan vurma) savının Versay Antlaşması ile ilgili en önemli yönü, Almanya’nın bütün savaşı kabul ettiği, savaş suçluluğu maddesidir (Kriegsschuldklausel). Savaş sonrası tepkiler ve yankılar küçükresim|325px|sol|12.000 Yahudi’nin atayurt için canlarını feda ettiklerini gösteren 1920 yılında Alman Yahudi Gaziler topluluğu tarafından basılmış bir broşür. Muhafazakârlar, milliyetçiler ve eski askeri liderler, aşırı milliyetçi bağlarından gelen nedenlerden dolayı, barış, Weimar politikacıları, sosyalistler, komünistler, Yahudiler ve hatta Katolikler hakkında eleştirel konuşmaya başladı. İddialarına göre, bu kişiler savaşa destek vermediler ve Almanya’yı düşmanlarına sattılar. Bu Kasım Suçluları ya da yeni kurulan Weimar Cumhuriyeti’nden yararlandığı düşünülen kişilerin, Alman milliyetçiliğini eleştirmelerinden, askeri endüstride huzursuzluğu ve grevleri kışkırtarak Almanya’yı arkadan vurduklarına inanıldı. Esas olarak, yapılan ihanet, doğru ve Almanya için faydalı olan amaca ihanet olarak görülmesiydi. Bu teoriler, Kasım 1918’de Almanya teslim olduğunda, ordunun hâlâ Fransa ve Belçika sınırları içinde olmasıyla itimat kazandı. Berlin bütün cephelerden 724km civarı uzaktaydı. Alman ordusu savaş alanından normal şartlarda çekildi. İtilaf Devletleri ABD’den çokça takviye almaktaydı fakat İngiltere ve Fransa savaştan bıkmıştı ve belli olmayan sonuçlarla Almanya’yı işgal etmek istemediler. Batı Cephesinde, Hindenburg hattı delinmişti ve Alman güçleri çekilmekteydi ama buna rağmen, İtilaf güçleri Alman hududuna varmamıştı. Doğu Cephesinde ise Almanya, Rusya’ya karşı zafer kazanmıştı ve Brest-Litovsk anlaşmasıyla savaşı bitirmişti. Batıda Almanya Bahar Saldırısıyla savaşı kazanmaya yakındı. Arkadan vuranlar, silah endüstrisindeki grevlerle, bu kritik zamanda saldırıdaki askerlerin yeterli ihtiyaçlara sahip olmamasına sebep oldu. Grevlerin, özellikle Yahudi olan hainler tarafından ortaya çıktığına inandılar. Almanya’nın stratejik pozisyonu, merkezî güçler olan Makedon ve İtalyan cephelerinin 1918’de çökmesiyle kötüye gitti. Bulgaristan, 29 Eylül 1918’de Selanik’te ilk antlaşmayı imzalayan ülke oldu . 30 Ekim’de Osmanlı Mondros ateşkesiyle teslim oldu . 3 Kasım’da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ateşkes için bayrak gönderdi. Şartlar, İtilaf Devletleri tarafından Paris’ten telgrafla Avusturya komutanına iletildi ve komutan da şartları kabul etti. Avusturya-Macaristan ateşkesi Padua yakınlarında Villa Guisti’de imzalandı. Avusturya ve Macaristan ayrılmaları sonucu ayrı anlaşmalar imzaladı. Bunlar gerçekleşirken iç ihanet iddiaları yankılanmaya devam etti ve ortaya çıkan Nazi Partisi için zemin hazırladı. Anti-Semit hissiyat, Münih’i Freikorps milisleri tarafından iki hafta sonra yok edilecek, Bavyera Sovyet Cumhuriyeti tarafından güçlendirildi. Hunt 1958 yılında, bu efsanenin toplumdaki utanç duygusundan ortaya çıktığını belirtir. Ayrıca, kötülük duygusunu değil, Almanya’nın ulusal psikolojisini esir almış zayıflık utancını ve Hitler diktatörlüğünün ideolojik birleştiriciliğini tartışır . Kökenleri Savaşın sonlarına doğru, Almanya, pratik olarak bir askeri diktatörlüktü. Başkomutan (Almanca: “Oberste Heeresleitung”) ve Mareşal Paul von Hindenburg, Kayzer’e danışmanlık yapıyordu. Yenilgiyle sonuçlanan 1918 Batı Cephesi saldırısından sonra, mücadele kötüye gitti ve başkomutan Hindenburg, sivil yönetime hızlıca geçmek için hazırlık yaptı. 11 Kasım 1918’de, Weimar Cumhuriyeti temsilcileri, itilaf devletleri ile ateşkes imzalayıp Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdirdiler. Ateşkesi takip eden Versay Antlaşması, daha fazla sınır ve ekonomik kayba neden oldu. Kayzer yönetimden çekilmeye zorlandığından ve askerin yürütme gücü elinden alındığından, sivil yöneticiler antlaşmadan dolayı suçlandı. Versay Antlaşmasındaki imza bir sivil olan Matthias Erzberger’e aitti ve Erzberger daha sonra hainlik suçuyla öldürüldü. Arkadan vurma teriminin resmi olacak ortaya çıkışı, 1919 sonbaharına denk gelir. Ludendorff, Berlin’deki İngiltere elçisiyle yemek yerken, elçi Neil Malcolm, Ludendorff’a Almanya’nın kendisince neden savaşı kaybettiğini sorunca, Ludendorff, bir liste dolusu nedenle birlikte, içeride bulunan bazı hainlerin olduğunu belirtti. Malcolm, “yani arkadan mı vuruldunuz?” dedi. Ludendorff terimi çok beğendi ve “evet, kesinlikle öyle oldu, arkadan vurulduk” dedi. Böylece hiç yok olmayacak bir efsane ortaya çıktı . Ludendorff, terimi çok beğendiğinden, diğer askerlerle paylaştı ve daha sonra terim Almanya’nın her yerine yayıldı. Terim, sağcı politikacılar tarafından da çok beğenildi ve 1918 Alman ihtilali sonrası, sosyal demokratların yönettiği Weimar yönetimine karşı saldırılarda kullanıldı. 1919 yılında, Alfred Roth, Otto Arnim takma adıyla yazdığı “Ordudaki Yahudiler” adlı kitabında, Yahudilerin savaşa casus veya kazanç amaçlı katıldıklarını yazdı. Ayrıca Yahudi subayların, diğer askerleri negatif etkileyecek, yenilgiyi kabul eden bir tavır ve zihniyetle onlara yaklaştığını belirtti. Bu kitap, arkadan vurma efsanesini dile getiren ilk yayınlardan biri oldu . 1919 Kasım’ında, yeni seçilen Weimar Millî Kurulu, Untersuchungsausschuß für Schuldfragen birimini kurarak, Dünya Savaşı’nın ve Almanya’nın yenilmesinin sebeplerini incelemeye başladı. 18 Kasım’da Hindenburg, 17 Aralık 1918 tarihli Neue Zürcher Zeitung gazetesinden bir yazı okudu. Yazıda, Alman ordusunun, sivil bir kitle tarafından sırtından vuruldu deniyordu (“von der Zivilbevölkerung von hinten erdolcht”). Hindenburg’un bu terimi parlamentoda kullanması, I. Dünya Savaşı sonrası Almanya’sında bu savın daha geniş kitlelere yayılmasına neden oldu. Richard Steigmann-Gall arkadan vurma efsanesinin 3 Şubat 1918 tarihli bir vaazla ortaya çıktığını söyledi. Bu vaaz Protestan subay ve din adamı olan Bruno Doehring tarafından savaşın bitmesinden 6 ay önce dile getirilmişti . Öte yandan Alman bilim insan Boris Barth, Doehring’in bu terimi kullanmadığını fakat ihanetten bahsettiğini söyledi . Barth, terimin, merkezci politikacıların 2 Kasım 1918 tarihinde Münih’te gerçekleştirdikleri toplantıda ilk olarak kullanıldığını ve terimin İlerici Koalisyon üyelerinden Ernst Müller-Meiningen tarafından, dinleyicileri kavgaya teşvik etmek için kullanıldığını belirtti. Bart ayrıca terimin, yurtsever Deutsche Tageszeitung gazetesi tarafından, Hindenburg’un sözlerini tekrarlayan yazılarla gündeme getirildiğini söyledi. Almanya’nın yenilgisinin Yahudilerle olan ilişkisi hakkındaki komplo teorileri Kurt Eisner gibi Almanya doğumlu Yahudileri işaret gösterdi. Kurt, 1916’dan itibaren, savaşın yasa dışı doğasıyla ilgili yazılar yazdı ve Şubat 1919 tarihinde öldürülmesine kadar Münih İhtilali’ne büyük katkısı oldu. Friedrich Ebert yönetimindeki Weimar Cumhuriyeti, Gustav Noske, General Groener ve Almanya’nın her yerinde sayıları artmakta olan Freikorps yardımıyla (ki Cumhuriyet bu silahlı grubu tolere ediyordu) işçilerin ayaklanmalarını şiddetle bastırdı. Cumhuriyet’in bu tolerasyonu nedeniyle ve arkadan vurma efsanesiyle saldırılara maruz kaldı, Matthias Erzberger ve Walther Rathenau gibi birçok üyesi öldürüldü ve liderleri suçlular ve Yahudiler olarak Alfred Hugenberg gibi sağcı medyacılar tarafından adlandırıldılar. Dolchstoß, sağcı ve geleneksel olarak muhafazakâr politik partiler tarafından propagandalarda kullanıldı ve Weimar Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında oldukça popüler olarak kullanıldı. Bu terim Hitler için özellikle önemliydi . Almanya’nın yenildiği haberini bir gaz saldırısı sonucu yaşadığı körlükten dolayı tedavi görürken öğrendi . Kariyeri boyunca Hitler, Alman ordusunu arkasından Kasım Suçluları’na karşı ağzına geleni söyledi. Geçici başkan Friedrich Ebert bile bu efsaneyi güçlendiren bir girişimde bulundu. Dönen gazileri selamlarken “hiçbir düşman sizi yenmedi” (kein Feind hat euch überwunden!) dedi. Bunu söylerken içerideki arkadan vuranları ima etti. İkinci Dünya Savaşı Müttefiklerin 1943 yılındaki şartsız teslim politikasıyla, arkadan vurulma efsanesinin tekrarlanması engellendi. İngiliz bakış açısına göre, Nazi rejiminin şartsız teslim oluşu önemliydi çünkü böylece eve döndüklerinde arkadan vurulma efsanesi tekrarlanmayacaktı ve böylece insanlar savaşı askerlerin kaybettiklerine inanacaktı . Siyonist İşgal Hükûmeti Siyonist İşgal Hükûmeti veya Siyonistler tarafından işgal edilmiş hükûmetler (İngilizce kısaltması: ZOG), Yahudilerin, bir ülkeyi gizlice kontrol ettiklerini ve görevde olan resmi hükûmetlerin Yahudilerin kuklası olduğunu öne süren bir komplo teorisidir . Bu komplo teorisi, Amerika’daki beyaz üstünlükçüler ve Avrupa,, Rusya’daki Pamyat grubu gibi Avrupa’daki ultra-milliyetçiler ve diğer birçok aşırı sağcı grup tarafından dile getirilir . Siyonist İşgal Hükûmetindeki “Siyonist”, İsrail vatanında bir Yahudi devletini destekleyen Siyonizm ideolojisiyle karıştırılmamalıdır. Komplo teorisyenlerinin dile getirdiği ülkeler İsrail’in dışında olduğundan, Siyonizm’in bu içerikte kullanılması yanıltıcı olabilir. Bu komplo teorisi “Siyonizm Atalarının Protokolleri” komplo teorisinde de belirtildiği gibi, Yahudilerin dünyayı ele geçirmeye çalıştıklarını savunur . Tarih Terimin ilk ortaya çıkışı 1970'lerdeydi. Amerikalı bir Neo-Nazi olan Eric Thomson’a atfedilen “ZOG’lu Dünya’ya hoş geldiniz” yazısı terimin ilk kullanıldığı yazılardan biriydi . Terim 27 Aralık 1984 tarihli, New York Times gazetesinde, “Yoldaşlık” beyaz üstünlükçü grubun Kaliforniya ve Washington’daki hırsızlıklarını kaleme alan yazıyla birlikte daha geniş bir kitlenin dikkatini çekmiştir. Gazeteye göre, çalınan paralar, grup tarafından bir ZOG olarak görülen Amerika Birleşik Devletlerine karşı savaş açmak için kullanılacaktı . Sessiz Kardeşlik Yoldaşlığı, 1970'lerin başında Richard G. Butler tarafından kurulan Aryan Milletler adlı beyaz üstünlükçü grubun bir yan dalıdır. Bu iki grubun kökenleri, Gerald L. K. Smith gibi anti-semit aktivistlere dayanır ve iki grup ta Ku Klux Klan ile ilişki içinde olmuştur. ZOG Aryan milletler grubunun yayınladığı yazılarla daha çok kişiye yayılmıştır. 1984 Aralığındaki Newsweek dergisinin bir yazısında, Aryan Milletlerin “Aryan Milletleri Kurtarma Ağı” adlı bir bülten sistemiyle Komünist partinin ofisleri ve ZOG işbirlikçilerin isimleri gibi bilgiler paylaştığını yazmıştır 1985 yılında, Oregon’daki Posse Comitatus adlı bir radikal grup: “Milletimiz şimdi tamamen, uluslararası görünmez Yahudi güçler tarafından yönetilmektedir” anonsunu yayınladı . 1996 yılında Aryan Milletler, web sitesinde “Aryan Özgürlük Bildirgesi”ni yayınladı. Bu bildirgede Amerika’nın bir Siyonist İşgali altında olduğunu, beyaz hainlerin, büyük şirketlerin ve Yahudi para babalarının bu işgali gerçekleştirdiğini belirtmiştir. 1996 yılından beri, terim, dünyadaki diğer anti-semit gruplar tarafından popüler kullanım kazanmıştır. İsveç Neo-Nazileri, Siyonist İşgal altında olan İsveç’in, dışarıdan göçmenleri kabul edip, beyaz ırkın kanını ve saflığını bozmayı istediğini belirtti . Kaynakça Kategori:Antisemitizm
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri