Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Yakub Cemil

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|406x406pik|1 Kasım 1934 tarihli Halkın Sesi gazetesinde Yakub Cemil Bey'in bir fotoğrafı. Yakub Cemil (1883 - 11 Eylül 1916, İstanbul), 1913'te Bâb-ı Âli Baskını sırasında Nâzım Paşa'ya suikast düzenleyen Çerkes kökenli bir Osmanlı devrimcisi ve askeriydi. Ölüm cezasına çarptırıldı ve 1916'da idam edildi. Osmanlı subayı ve İttihat ve Terakki'nin fedailerindendir. Yaşam öyküsü İstanbul'un Yenibahçe semtinde doğdu. Babası Ahmed Bey, annesi Nazik Hanım'dır. Babası tütün ticareti ile uğraşan bir tacir ve aynı zamanda kaçakçıydı. Askeri rüştiye ve Kuleli Askerî Lisesi’nin ardından 25 Ağustos 1903'te teğmen rütbesiyle Harp Okulu'ndan mezun oldu. İlk görev yeri Manastır'da konuşlanan 6. Nizamiye Piyade Tümeni'ydi. Burada Enver Paşa'nın emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede görev yaptı. Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele etti. Gayrinizami harp deneyimini bu dönemde kazandı. İttihat ve Terakki'ye katılması da yakın arkadaşlarının etkisiyle aynı dönemdedir. İhtilalin ardından İttihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında İran'a gönderildi. Görevi daha önceden kaldırılmış olan meşrutiyeti yeniden ilan ettirmek üzere yeraltı faaliyetlerinde bulunmaktı. Yol boyunca, bölgedeki Kürt aşiretlerinin desteğini toplayarak ilerledi. İranlı meşrutiyet yanlıları ile işbirliği yaptı. 31 Mart olaylarının patlak vermesiyle İstanbul'a çağrılınca görevini bırakmak zorunda kaldı. İsyan bastırıldıktan sonra Ermeni ayaklanmaları sebebiyle müfettiş-i umumi olarak Adana'ya gönderildi. 1910'da gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın faili olduğu iddia edildi ancak bu iddia ispatlanamadı. Trablusgarp dönemi 1911'de İtalyan işgaline maruz kalan Kuzey Afrika'daki son Osmanlı toprağı Trablusgarp'ı (Libya) kurtarmak amacıyla başlatılan mücadeleye katıldı. Trablusgarp yoluna Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Bey ile çıktı. Başta Kurmay Binbaşı Enver Bey olmak üzere İttihat ve Terakki'nin en önemli komutanları Trablusgarp-Bingazi eksenine gelmişti. Yakub Cemil yine Enver Bey'in emrindeydi. Yerel halkı örgütleyerek gerilla savaşını başlattılar. Bu esnada düşmana bilgi sattığından ve casus olduğundan şüphelendiği kendisinden rütbeli zenci Teğmen Şükrü Efendi'yi bir gece çadırına gelerek uykusunda vurarak öldürmüştür. O dönem, en yakın arkadaşı Kurmay Binbaşı Enver Paşa bu hareketini beğenmemiş, Yakup Cemil’i oradan uzaklaştırmış, o da Afrika’yı dolaşarak İstanbul’a gelmiştir. Bâb-ı Âli Baskını ve Balkanlar 1912'de başlayan Balkan Savaşları'na 4000 cezaevi mahkûmundan oluşan gerilla ordusu katıldı. Bu ordu ile beklenenin üzerinde yarar sağladılar. Ancak Osmanlı ordusu savaşta yenilince Bulgarlar Rumeli'nin (Edirne) kendilerine verilmesini istediler. Fakat Kamil Paşa Hükûmeti bunu kabul etmedi fakat o dönemde muhalefette olan İttihat ve Terakki Fırkası ve dolayısıyla da cemiyet Rumeli'nin Bulgarlara bırakıldığının ileri sürerek tarihe Bâb-ı Âli Baskını olarak geçen ikinci ihtilalini gerçekleştirdi. Yakub Cemil, Bab-ı Ali binasına ilk giren baskıncılar arasındaydı. Baskın esnasında karşılarına çıkan ve "Siyasete karışmayacağınıza söz vermiştiniz sözünüz bu muydu?" diyen Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa'yı "Bu herife laf anlatılır mı" deyip şakağından vurmuştur. Bu olayın etkisiyle kısa bir süre sonra, yüzbaşı rütbesinde iken ordudan atıldı. Yine de aynı yıl Garbi Trakya Muvakkat Hükümeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan muharebe döneminde Enver Bey'in emrinde orduda gönüllü olarak yer aldı. Teşkilat-ı Mahsusa 1914'te Teşkilat-ı Mahsusa'nın resmen kurulmasıyla bu kuruma alındı ve ilk görev yeri olarak da Doğu Anadolu Bölgesi belirlendi. 2000 kişilik mahkûm ordusuyla yola çıktı. Çorum'da konakladıkları esnada yerel halktan birini yargılamadan idam ettirmesi tepkilere sebep oldu. Bölgedeki diğer ordu birlikleriyle çeşitli zaferler kazandı ancak Ardahan'da ciddi bir yenilgiye uğradı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Bunun üzerine Ermeni çetelerine karşı mücadele etmekle görevlendirildi. 1915'te alınan kararla Erzurum ve çevresindeki Ermeniler'in tehcir edilmesini organize etti. Tehcir süresinde emrini verdiği bazı komitacıların yargısız infazları nedeniyle bu görevinden de alındı. Yeni görev yeri olan Bitlis'te, emirleri ihlal edip çıkan isyanlara karşı aşırı sert davrandığından dolayı, bu sefer de Bağdat'a gönderildi. Bağdat cephesinde de emirleri ihlal etti ve fevri olarak emrettiği bir taarruzda bölüğünün büyük kısmını kaybetti. Bu olay cephe günlerinin de sonu oldu ve acilen İstanbul'a çağrıldı. İdam Edilişi İstanbul günlerinde İttihat ve Terakki yönetimi ile ters düştü ve İtilaf Devletleri ile barış için İttihat ve Terakki hükûmetini ikna, bu mümkün olmazsa darbe ile devirme planları yaptı. İttihat ve Terakki hükûmetini dağıtmak, İtilaf Devletleri ile barış yapacak bir hükûmet kurmak istiyordu. Başkomutan ve Harbiye Nazırı adayı ise Mustafa Kemal'di. İttihat ve Terakki içindeki entrikaların sonucunda Talat Bey grubunun Enver Paşa'yı kandırması sonucunda hükümeti devirmeye teşebbüs ve Harbiye Nazırı Enver Paşa'ya suikast suçlamasıyla tutuklandı. Enver Paşa, Yakub Cemil'in idam edilmesinden yana değildi. Ancak Enver Paşa'nın yurt dışında bulunmasını fırsat bilen Talat Paşa, Yakub Cemil'in idamına karar verdi. 11 Eylül 1916 günü kurşuna dizilerek idam edildi. Yakub Cemil efsaneleri Beyazıt'tan Kağıthane'ye idama yaya götürülürken, Yolda bir karpuz arabasını çevirmiş, "asker evlatlarım susamışlardır" diyerek idam mangasına karpuz ısmarlamıştır. İdamında vücuduna 14 mermi saplanmasına rağmen yarım saat boyunca can vermediği söylenir. Vücudundan sızan kanların toprağa önce vatan yazdığı efsanesi türemiştir. İddiaya göre idam mangası, kendilerine verilen ateş emrini, komutanları Yakub Cemil'e olan büyük saygılarından dolayı yerine getirememiş, Yakub Cemil de askerin baş kaldıracağını sezerek kendi idamı için nişan ve ateş emrini kendi vermiştir. Atatürk, Trablusgarp'ta yaşanan olay yüzünden, çok sevdiği Yakub Cemil'e çok kızmıştır. Onun hakkında şu sözü sarf ettiği söylenir: "Eğer bir gün bir ihtilal yaparsam yanıma alacağım ilk adam Yakub Cemil'dir. İhtilalden sonra ilk asacağım kişi de yine Yakub Cemil'dir." Yakub Cemil'in idamının ardından Atatürk, Ali Fuad (Cebesoy)'a şunları söylemiştir: "Yakub Cemil asılmış. Sebebi de ben başkomutan vekili ve harbiye nazırı olmadıkça kurtuluş yoktur demiş. Dediğini yapmış bile olsaydı ben İstanbul'a gittiğimde ilk iş olarak Yakub Cemil'i cezalandırırdım. Eğer ben, o ve onun gibiler tarafından iktidara getirilecek bir adamsam, adam değilim!" "Yakub Cemil'in ölmeden önce / Üst üste içtiği ömründeki / İlk üç sigara..." (Cemal Süreya) Yakub Cemil benzetmeleri Yakub Cemil, usta bir silahşor ve keskin nişancıydı. Gönülden bağlı olduğu İttihat ve Terakki için her türlü fedakarlığı yapmaktan çekinmezdi. Cemiyet düşmanlarının en fazla korktuğu kişilerdendi. Bununla beraber cemiyet içerisinde isyankar yapısı ve sorunları silahla çözme arzusuyla tanınırdı. Bu özellikleri Türkiye'nin yakın tarihinde dahi çeşitli benzetmelere ve spekülasyonlara sebep olmuştur. Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'e Emin Çölaşan'ın bir yazısı ile ilgili olarak göndermiş olduğu bir düzeltmede, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Abdullah Çatlı için Yakub Cemil benzetmesini kullanmıştı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Danıştay saldırısı için Yakub Cemil'in Bâb-ı Âli Baskını gibi benzetmesini kullanmıştı. Literatür Yalçın, Soner. Teşkilat'ın İki Silahşoru. Doğan Kitap (2001). 314 s. ISBN 975-6612-13-4 Lord Kinross, Atatürk : Bir Milletin Yeniden Doğuşu (orj. Atatürk: The Rebirth of a Nation). Altın Kitaplar (12. Basım - 1994). 592 s. ISBN 9754050356 Samih Nafiz Tansu, Teşkilât-ı mahsusa : iki devrin perde arkası. Nokta Kitap (1. Baskı: Ekim: 2012). 100 s. ISBN 9786055231057 Kaynakça Kategori:20. yüzyılda Osmanlılar Kategori:1883 doğumlular Kategori:İstanbul doğumlu askerler Kategori:İstanbul'da ölenler Kategori:1916 yılında ölenler Kategori:Mekteb-i Harbiye'de öğrenim görenler Kategori:Osmanlı karacı subayları Kategori:İttihat ve Terakki üyeleri Kategori:Kurşuna dizilerek idam edilmiş kişiler Kategori:İdam edilmiş Osmanlılar
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri