küçükresim|Reklamcılık alanında bir yan yana getirme örneği. küçükresim|Üç kız kardeş ile Avustralya'daki Üç Kız Kardeş kaya oluşumunun yan yana gelmesi Yan yana getirme yahut Juxtaposition, iki öğenin bir etki yaratması amacıyla yan yana getirilmesi eylemidir. Bunun yanı sıra iki ya da daha fazla öge arasındaki ayrım ve benzerlikleri belirginleştirmek için de kullanılır. Yazınsal Kullanımı Yazınsal olarak kullanımına, Charles Dickens'ın "İki Şehrin Hikayesi" adlı kitabının açılış cümlesi örnek verilebilir: Dilde kullanımı Edebi anlamda yan yana getirme, karşıtlıkların yan yana konulan kavramlarla gösterilmesidir. Yan yana getirmenin bir örneği, John F. Kennedy'nin "Ülkenizin sizin için ne yapabileceğini sormayın; ülkeniz için ne yapabileceğinizi sorun" ve "Asla korkarak müzakere etmeyelim, ancak müzakere etmekten asla korkmayalım" alıntılarıdır. Jean Piaget, çeşitli alanlardaki yan yana getirmeyi senkretizmden özellikle ayırıyor ve "yan yana gelme ve senkretizm antitez içindedir, senkretizm bütünün ayrıntılara üstünlüğü, ayrıntıların bütüne yan yana gelmesidir" diyor. Dilbilgisinde yan yana gelme, birlikte kullanılan sözcükler arasında bağlaç bulunmaması anlamına gelir. Örneğin İngilizce'de "ve" bağlacı kullanıldığında (örneğin anne ve baba ), birçok dilde basitçe yan yana ("anne baba") kullanılır. Mantıkta yan yana getirme, yan yana yerleştirilen iki öğenin birbirleriyle bir bağlantıyı ima ettiğini belirtip, gözlemci açısından mantıksal bir yanılgı yaratmaktır. Örneğin, aynı sayfada bir siyasetçinin ve Adolf Hitler'in resmedilmesi, siyasetçinin Hitler ile ortak bir ideolojiye sahip olduğu anlamına gelebilir. Benzer şekilde, "Hitler silah kontrolünden yanaydı, sen de öyle" demek de aynı etkiyi yaratacaktır. Bu özel retorik araç, kendi adını alacak kadar yaygındır: Reductio ad Hitlerum . Kaynakça