"Yaşlanıyorum" diye düşündüğüm an: Lise Festivali ve Enerji Krizim
Lise festivaline misafir olarak gittiğim gün, gençlerin coşkusuna tanık oldum. Önde deli gibi zıplayan, müziğin ritmine kendini bırakan gençleri görünce içim geçti. Enerjileri, coşkuları beni bir an kendi gençliğime geri götürdü. Ancak sonra anladım ki, aynı coşkuyu ben ya da yanımdaki arkadaşlarım gösteremeyeceğiz. O an, yaşlandığımı anladım.
O gün, gençlerin enerjisiyle kontrast oluşturan bir görüntüydük. Onların coşkulu zıplamaları karşısında, bizim durgunluğumuz belirginleşti. Ne onlarda ne de bizde aynı enerji yoktu. Aradaki fark açık ve netti. O an hissettikleri şey, yaşlanmanın ilk işaretiydi.
Gençlerin enerjisi, bizim için bir özlem ve hasret kaynağıydı. Onları izlerken, kendi gençliğimizi ve o günleri nasıl geçirdiğimizi düşündük. Belki de, o gün orada olan gençlerden biriydik ve şimdi o günleri geride bırakıp yaşlanmanın gerçekleriyle yüzleşiyorduk.
Bu deneyim, yaşlanmanın kaçınılmazlığını kabul etmemi sağladı. Artık o coşkulu zıplamalar bizim için uzak bir anı gibiydi. O an, gençlerin enerjisiyle kontrast oluşturan durgun bir görüntüydük ve bu durum, yaşlanmanın ilk işaretini oluşturuyordu.
Bu deneyimden sonra, yaşlanmayla ilgili düşüncelerim değişti. Artık, gençliğin enerjisini ve coşkusunu özlüyordum. O gün, lise festivalindeki gençler, bana yaşlanmanın gerçeklerini hatırlatmıştı.
Lise festivaline misafir olarak gittiğim gün, gençlerin coşkusuna tanık oldum. Önde deli gibi zıplayan, müziğin ritmine kendini bırakan gençleri görünce içim geçti. Enerjileri, coşkuları beni bir an kendi gençliğime geri götürdü. Ancak sonra anladım ki, aynı coşkuyu ben ya da yanımdaki arkadaşlarım gösteremeyeceğiz. O an, yaşlandığımı anladım.
O gün, gençlerin enerjisiyle kontrast oluşturan bir görüntüydük. Onların coşkulu zıplamaları karşısında, bizim durgunluğumuz belirginleşti. Ne onlarda ne de bizde aynı enerji yoktu. Aradaki fark açık ve netti. O an hissettikleri şey, yaşlanmanın ilk işaretiydi.
Gençlerin enerjisi, bizim için bir özlem ve hasret kaynağıydı. Onları izlerken, kendi gençliğimizi ve o günleri nasıl geçirdiğimizi düşündük. Belki de, o gün orada olan gençlerden biriydik ve şimdi o günleri geride bırakıp yaşlanmanın gerçekleriyle yüzleşiyorduk.
Bu deneyim, yaşlanmanın kaçınılmazlığını kabul etmemi sağladı. Artık o coşkulu zıplamalar bizim için uzak bir anı gibiydi. O an, gençlerin enerjisiyle kontrast oluşturan durgun bir görüntüydük ve bu durum, yaşlanmanın ilk işaretini oluşturuyordu.
Bu deneyimden sonra, yaşlanmayla ilgili düşüncelerim değişti. Artık, gençliğin enerjisini ve coşkusunu özlüyordum. O gün, lise festivalindeki gençler, bana yaşlanmanın gerçeklerini hatırlatmıştı.