Dün girdi olan entrylerin, okuyup tepki verenlerin çoğu konuyu dalga geçilen kişinin "samimiyetsiz" olup olmamasına göre değerlendirdi. Dalga geçenler tanımadığı kişinin arkasından entry girenlerle "samimiyetsiz, angutça" gibi gerekçelerle dalga geçiyor, buna tepki verenler ise "bunun samimiyetsiz olup olmadığını nereden biliyorsun?" gibi tepkiler veriyor. Ama samimiyet kavramının ön planda olmasının doğruluğundan emin değilim açıkçası.
Sözlükte birileri ölür, ben bunu okur korkarım, üzülürüm. İnsanlık hali, sözlük nihayetinde insanları ortak bir paydada buluşturuyor, ortak paydada biri öldü mü, biz de ölümsüz değiliz, bunu biraz daha anlıyoruz. Onu vurduysa bizi de vurabilir. Hem sırf bu da değil, ölüm doğaldır doğal olmasına da, doğal bir sebepten gerçekleştiği müddetçe. Başka türlüsü hep trajiktir, buna tepki vermekte doğal. Yani demek istediğim, açıkçası ben bu entryleri girenlerin samimiyetinden pek şüphe duymuyorum, samimi bir hissiyatın ifadesi olduğunu düşünüyorum. Şüphe duyulası, rahatsızlık veren samimiyet değil, ifadedir kanımca. İfadedeki kitsch'dir. Girilen onca entryde tiye alınanın esasında format olduğuna, yıllık yazısı klişeleri gibi hemen tespit edilebilen taziye entrysi klişeleri olduğuna dikkat ediniz. Gazeteye taziye mesajı verir gibi ruhsuz bir formaliteyle yazılmış olmaları, esasen hiçbir şey söylemiyor oluşlarıdır. Bilmiyorum bunun ne zararı var, yani bir ölüm haberi alıyorsun, kendini boktan hissediyorsun ve hemen bunu sözlüğe aktarayım diyorsun. Bu alemde sen de varsın, çorbada senin de tuzun var şimdi. Ama scroll bar ı uzatmaktan öte neye yaradı yazdığın, ben bilmiyorum sözlükçü, bir şey demedin zira.
Ama mesela iyi bir film izleyince, "çok güssel bi filmdi" diye entri girdiğinde de samimisin, "çok güssel bi filmdi diye entri girip sözlüğü mahfedenler" başlığı açılır da dalga geçilirsen, "samimi fikrimi söyledim" diye kendini mi savunacaksın? Birisi ölür, yakınları ağlar üzülür, sözlükte bir başlıkta kendisini tanımayanın entrisi kalır. O entrinin ölenle alakası yoktur, yazanla alakası vardır. Yazan samimi de olsa, samimiyetten hayır gelecek diye birşey yok. İrkkçı da ırkçılığında samimi, terörist teröründe samimi.
Sözlükte birileri ölür, ben bunu okur korkarım, üzülürüm. İnsanlık hali, sözlük nihayetinde insanları ortak bir paydada buluşturuyor, ortak paydada biri öldü mü, biz de ölümsüz değiliz, bunu biraz daha anlıyoruz. Onu vurduysa bizi de vurabilir. Hem sırf bu da değil, ölüm doğaldır doğal olmasına da, doğal bir sebepten gerçekleştiği müddetçe. Başka türlüsü hep trajiktir, buna tepki vermekte doğal. Yani demek istediğim, açıkçası ben bu entryleri girenlerin samimiyetinden pek şüphe duymuyorum, samimi bir hissiyatın ifadesi olduğunu düşünüyorum. Şüphe duyulası, rahatsızlık veren samimiyet değil, ifadedir kanımca. İfadedeki kitsch'dir. Girilen onca entryde tiye alınanın esasında format olduğuna, yıllık yazısı klişeleri gibi hemen tespit edilebilen taziye entrysi klişeleri olduğuna dikkat ediniz. Gazeteye taziye mesajı verir gibi ruhsuz bir formaliteyle yazılmış olmaları, esasen hiçbir şey söylemiyor oluşlarıdır. Bilmiyorum bunun ne zararı var, yani bir ölüm haberi alıyorsun, kendini boktan hissediyorsun ve hemen bunu sözlüğe aktarayım diyorsun. Bu alemde sen de varsın, çorbada senin de tuzun var şimdi. Ama scroll bar ı uzatmaktan öte neye yaradı yazdığın, ben bilmiyorum sözlükçü, bir şey demedin zira.
Ama mesela iyi bir film izleyince, "çok güssel bi filmdi" diye entri girdiğinde de samimisin, "çok güssel bi filmdi diye entri girip sözlüğü mahfedenler" başlığı açılır da dalga geçilirsen, "samimi fikrimi söyledim" diye kendini mi savunacaksın? Birisi ölür, yakınları ağlar üzülür, sözlükte bir başlıkta kendisini tanımayanın entrisi kalır. O entrinin ölenle alakası yoktur, yazanla alakası vardır. Yazan samimi de olsa, samimiyetten hayır gelecek diye birşey yok. İrkkçı da ırkçılığında samimi, terörist teröründe samimi.