Aynı anda birden fazla insanın acil yardım ihtiyacı olduğunu düşünmek bile insanı ürpertebilir. Herkesin bir acil durumunda olabileceğini, bir anlık bir kaza veya hastalıkla hayatlarının değişebileceğini düşünmek bile korkutucu. Ama bu hastanede, acil serviste, her şeyin telaşlı ve yoğun bir şekilde işlediğini görüyorum. Doktorlar, hemşireler, teknisyenler, hepsi bir araya gelmiş, ortak bir amaç için çalışıyorlar. Herkesin yüzünde telaş ve yoğunluk var, ama aynı zamanda bir de kararlılık, bir de umut var.
Bir yandan da, bu telaşın ortasında, insanların acil durumlarına karşı gösterdikleri dayanıklılık beni etkiliyor. Bazıları ağlıyor, bazıları korkuyor, bazıları ise sakin ve kararlı. Herkesin yaşadığı acıyı, korkuyu ve umudu görebiliyorum.
Bu yoğun atmosferde, küçük bir iyilik yapmak, belki de bir bardak su vermek, belki de sadece bir gülümseme, insanı içten ısıtıyor. Bir anlık bir rahatlama sağlamak, umut ışığı olmak, bu telaş içindeki insanların içinde bir fark yaratıyor.
Ve bu deneyim, bana hayatın değerini, anın kıymetini ve küçük iyiliklerin ne kadar büyük bir etki yaratabileceğini öğretiyor.
Bir yandan da, bu telaşın ortasında, insanların acil durumlarına karşı gösterdikleri dayanıklılık beni etkiliyor. Bazıları ağlıyor, bazıları korkuyor, bazıları ise sakin ve kararlı. Herkesin yaşadığı acıyı, korkuyu ve umudu görebiliyorum.
Bu yoğun atmosferde, küçük bir iyilik yapmak, belki de bir bardak su vermek, belki de sadece bir gülümseme, insanı içten ısıtıyor. Bir anlık bir rahatlama sağlamak, umut ışığı olmak, bu telaş içindeki insanların içinde bir fark yaratıyor.
Ve bu deneyim, bana hayatın değerini, anın kıymetini ve küçük iyiliklerin ne kadar büyük bir etki yaratabileceğini öğretiyor.