Yıllar önce, iş yerimde abim kadar sevdiğim bir ustam vardı. Aramızdaki 5 yaş farka rağmen, hayat tecrübesiyle bana çok şey öğretti. O dönemde, "Ezel" dizisinin hayranı olmamız sebebiyle, ben ona "dayı" o bana "yeğen" diyorduk.
Bir gün öğle yemeğinde, her zamanki gibi tavuk döner yerken, kendi dönerimi bitirdiğimde, masanın üzerindeki onun dönerinden, paket kağıdına dökülmüş birkaç parça tavuğu, temiz bir kürdanla ağzıma attım. Bu hareketimi görünce, ustam öfkeden deliye döndü: "Lan allah belanı versin! Ne yapıyorsun hayvan! Dişine soktuğun kürdanı neden benim dönerime batırıp yersin?" diyerek, dönerini masadan alıp başka bir yerde yemeye başladı. Ben de arkasında "Yanlış anladın, o kürdanı dişime falan sokmadım" dememe rağmen, beni dinlemedi ve haksızlığa uğradığımı hissettim.
Hemen intikam alma moduna geçtim ve "Ne yapabilirim?" diye düşünürken, aklıma onun sigara içtiği ve paketimde üç dal sigaram olduğu geldi. Hemen bir plan yaptım: Onun pis dediği ama aslında temiz olan kürdanı kullanarak, paketimdeki bir dal sigaraya 32 dişimi de karıştırarak sokturdum. Böylece, her yemekten sonra sigara içmek istediğinde, ben de bu kürdanlı sigarayı ona verecektim.
Planım işe yaradı. Dönerini yedikten sonra, ustam sırıttı ve "Bir sigara versene" dedi. Ben de nazlanır gibi "Aslında sana sigara verilmez, bu hareketinden sonra ama yine de abimsin, ustamsın bir şey demiyorum" diyerek, içine diş izimi bırakan kürdanı soktuğum sigarayı ona uzattım. O da sigarayı alıp yanıma oturunca, ben kendimi tutamayacağımı düşünerek yanından kalkıp uzaklaştım.
Birkaç dakika sonra, ustamın sigarasını neredeyse yarıya kadar içtiğini ve sigaranın yanan ucunda kırmızı bir kor oluştuğunu gördüm. O kürdanı öylece içtiğine gülmemek için dudağımı ısırarak geri çekildim. Bir süre sonra, ustamın sigaranın son nefeslerini verdiğini ve bana "Vereceğin sigarayı sikeyim, ne biçim şey bu? Ucunda bir şeyler kalmış" dedi. Ben de ona "Yaa işte böyle kardeş, sen benim günahımı alıp temiz kürdanla mideni bulandırırsan, ben de sana kirli kürdanı böyle içiririm. Şimdi anlat, dişlerimin arasındaki mikropların kanında dolaşmasını nasıl hissediyorsun?" dedim. O da şaşkınlıkla bana bakakaldı, sonra gülümsedi ve omzuma bir dokunuşla "Vay yeğen, demek ki boynuz kulağı geçti ha?" dedi. Ben de ona "Akıl hocam sayesinde" diyerek cevap verdim.
Hey gidi günler, o günleri unutmak mümkün mü?
Bir gün öğle yemeğinde, her zamanki gibi tavuk döner yerken, kendi dönerimi bitirdiğimde, masanın üzerindeki onun dönerinden, paket kağıdına dökülmüş birkaç parça tavuğu, temiz bir kürdanla ağzıma attım. Bu hareketimi görünce, ustam öfkeden deliye döndü: "Lan allah belanı versin! Ne yapıyorsun hayvan! Dişine soktuğun kürdanı neden benim dönerime batırıp yersin?" diyerek, dönerini masadan alıp başka bir yerde yemeye başladı. Ben de arkasında "Yanlış anladın, o kürdanı dişime falan sokmadım" dememe rağmen, beni dinlemedi ve haksızlığa uğradığımı hissettim.
Hemen intikam alma moduna geçtim ve "Ne yapabilirim?" diye düşünürken, aklıma onun sigara içtiği ve paketimde üç dal sigaram olduğu geldi. Hemen bir plan yaptım: Onun pis dediği ama aslında temiz olan kürdanı kullanarak, paketimdeki bir dal sigaraya 32 dişimi de karıştırarak sokturdum. Böylece, her yemekten sonra sigara içmek istediğinde, ben de bu kürdanlı sigarayı ona verecektim.
Planım işe yaradı. Dönerini yedikten sonra, ustam sırıttı ve "Bir sigara versene" dedi. Ben de nazlanır gibi "Aslında sana sigara verilmez, bu hareketinden sonra ama yine de abimsin, ustamsın bir şey demiyorum" diyerek, içine diş izimi bırakan kürdanı soktuğum sigarayı ona uzattım. O da sigarayı alıp yanıma oturunca, ben kendimi tutamayacağımı düşünerek yanından kalkıp uzaklaştım.
Birkaç dakika sonra, ustamın sigarasını neredeyse yarıya kadar içtiğini ve sigaranın yanan ucunda kırmızı bir kor oluştuğunu gördüm. O kürdanı öylece içtiğine gülmemek için dudağımı ısırarak geri çekildim. Bir süre sonra, ustamın sigaranın son nefeslerini verdiğini ve bana "Vereceğin sigarayı sikeyim, ne biçim şey bu? Ucunda bir şeyler kalmış" dedi. Ben de ona "Yaa işte böyle kardeş, sen benim günahımı alıp temiz kürdanla mideni bulandırırsan, ben de sana kirli kürdanı böyle içiririm. Şimdi anlat, dişlerimin arasındaki mikropların kanında dolaşmasını nasıl hissediyorsun?" dedim. O da şaşkınlıkla bana bakakaldı, sonra gülümsedi ve omzuma bir dokunuşla "Vay yeğen, demek ki boynuz kulağı geçti ha?" dedi. Ben de ona "Akıl hocam sayesinde" diyerek cevap verdim.
Hey gidi günler, o günleri unutmak mümkün mü?