Hisli bir tirad ama kafam bulanık. Sana bir şey söyleyeyim mi köpek, ben yaramaz bir herifim. Hüsniye diye bir kıza aşığım. Ulan ne yaptımsa kızı tava getiremedim. Sen olsaydın napardın? İki havlardın belki de kızı yola getirirdin. Biz de iki laf ettik ama yola getiremedik. Şimdi sen Hüsniye olsaydın yani Hüsniye böyle uslu uslu yanımda otursaydı belki ona açılırdım. Ne derdim biliyor musun? Bayan köpek lafa şöyle başlardım. Hüsniye cim, seni uzun zamandan beri seviyorum. Hem de çok büyük bir aşkla. Seviyorum seni ne zaman görsem kalbim küt küt atıyor sana bayılıyorum. Söyle benden daha iyisini mi bulacaksın? Yakışıklıyım, kuvvetliyim. Eminim sende beni seviyorsun ama söyleyemiyorsun. Belki de benim için çıldırıyorsundur. Ah bi konuşsan bana içini döksen. Hüsniye benimle evlenir misin? Hemen cevap verme düşün. Ama benimle evlenirsen seni mutlu ederim. Düğünümüzü en büyük salonda yaparım. Sana bir şey daha söylemek istiyorum. Ben çok çocuk severim. Bana bir düzine çocuk yaparsın di mi Hüsniye? Çocuklarımızın aklını bulandırmaktadır sanki bence bu tirad ama bilemedim de pek. Her şeye de aklı bulanmamalı yavrularımızın. İnsanlar arada banktaki cisimleri tester olarak kullanır, ilan-ı aşk repliklerinde. Şu an köpek savaşındaki dengeler münasebeti ile, duruş olarak kendimi ve değerli komünitemizi, aynı filmdeki, Hüsnü'nün "sende bu surat varken evde değil odada bile kalırsın" dediği, öfkeli eleştirel teyzeye benzetiyorum. Beni acıtan tek gerçek bu çünkü o teyzede cidden acayip bir surat var. Ben de yok öyle surat. Normal sırıtkan tip var bende şebek gibi. Ps: Public bir film olsa da, tiradın metni için ne yapicaz be Kamil mahlaslı suser dostumuza, #47437064 entry'si için teşekkür ederim. Arakladım çaktırmadan. Köpeklere bam bam vuralım ama entry aşırınca teşekkürümüzü edelim gençler. Güm güm gümmm.