Bugünkü işsizliğin kökünde, gerçeklikten kopuk, havada uçuşan bu "mühendis"ler yatıyor. Karşıma oturmuş, "Ben Boğaziçi mezunuyum, 2.500 TL'yi kabul edemem" diyen bir genç adam. Oysa benim yanımda, 39 yıldır ter döken, usta bir işçi, senin gibi 10 tanesini bir araya getirir. Ona asgari ücret artı yemek ve yol parası veriyorum. Sen ise boş bir kabuksun, 2.500 TL'yi reddetmene şaşarım!
Bu genç adamın tavrı, iş piyasasındaki gerçeklerden tamamen kopuk, kibirli ve gözü yüksekte bir tavır. İşveren olarak ben de dahil olmak üzere birçok kişi, böyle kibirli ve gerçeklikten uzak mezunlar yüzünden zorluk yaşıyoruz. Bu tür mezunlar, iş bulamamanın ve işsizliğin başlıca sebeplerinden biri haline gelmiş durumdalar.
39 yıllık usta, emekliliğine yakın, belki de emekli olmuş, yıllardır ter dökmüş, emeğini vermiş bir insan. Oysa bu genç "mühendis", muhtemelen henüz hayatın gerçekleriyle yüzleşmemiş, okul duvarları arasında büyümüş ve gerçek dünyanın zorluklarını görmemiş biri. Böyle bir tavırla karşıma gelmesi, hem ustaya hem de işverene saygısızlık.
Bu tür mezunların, iş bulamamanın ve işsizliğin başlıca sebeplerinden biri olduğu açık. İşverenler olarak bizler, böyle kibirli ve gerçeklikten kopuk kişileri işe almak yerine, daha alçakgönüllü ve öğrenmeye açık bireyleri tercih ediyoruz. 2.500 TL, birçok kişi için hayati önem taşıyan bir maaş iken, bu genç adamın tavrı, işverenlerin genç mezunlara karşı güvensizliğine katkıda bulunuyor.
Sonuç olarak, bu tür tavırlar iş piyasasına zarar veriyor ve genç mezunların iş bulmasını zorlaştırıyor. İşverenler olarak bizler, alçakgönüllü, öğrenmeye açık ve gerçeklikten kopuk olmayan bireyleri arıyoruz. Bu genç adamın tavrı, işsizliğin başlıca sebeplerinden biri olarak görüyorum ve böyle bir tavırla karşıma gelmemesini diliyorum.
Bu genç adamın tavrı, iş piyasasındaki gerçeklerden tamamen kopuk, kibirli ve gözü yüksekte bir tavır. İşveren olarak ben de dahil olmak üzere birçok kişi, böyle kibirli ve gerçeklikten uzak mezunlar yüzünden zorluk yaşıyoruz. Bu tür mezunlar, iş bulamamanın ve işsizliğin başlıca sebeplerinden biri haline gelmiş durumdalar.
39 yıllık usta, emekliliğine yakın, belki de emekli olmuş, yıllardır ter dökmüş, emeğini vermiş bir insan. Oysa bu genç "mühendis", muhtemelen henüz hayatın gerçekleriyle yüzleşmemiş, okul duvarları arasında büyümüş ve gerçek dünyanın zorluklarını görmemiş biri. Böyle bir tavırla karşıma gelmesi, hem ustaya hem de işverene saygısızlık.
Bu tür mezunların, iş bulamamanın ve işsizliğin başlıca sebeplerinden biri olduğu açık. İşverenler olarak bizler, böyle kibirli ve gerçeklikten kopuk kişileri işe almak yerine, daha alçakgönüllü ve öğrenmeye açık bireyleri tercih ediyoruz. 2.500 TL, birçok kişi için hayati önem taşıyan bir maaş iken, bu genç adamın tavrı, işverenlerin genç mezunlara karşı güvensizliğine katkıda bulunuyor.
Sonuç olarak, bu tür tavırlar iş piyasasına zarar veriyor ve genç mezunların iş bulmasını zorlaştırıyor. İşverenler olarak bizler, alçakgönüllü, öğrenmeye açık ve gerçeklikten kopuk olmayan bireyleri arıyoruz. Bu genç adamın tavrı, işsizliğin başlıca sebeplerinden biri olarak görüyorum ve böyle bir tavırla karşıma gelmemesini diliyorum.