YÖK, ihtiyaçtan fazla üniversite mezunu yaratarak eğitimin amacını yitirmesine ve gençlerin geleceklerini heba etmesine sebep olmaktadır. Eğitim fakülteleri, her yıl sabit sayıda kadroya sahip olmasına rağmen, mezun sayısını buna göre ayarlamamakta ve gereksiz yere fakülte açarak öğrencilerin dört senesini boşa harcamaktadır.
Örneğin, bir ilde 200 memur alımı yapılacaksa, eğitim fakülteleri bu ihtiyaca göre mezun sayısını belirleyebilir. Ancak, 250 kişilik bir mezun sınıfı yaratmak ve sadece 200 kişiyi memur yapmak, geriye kalan 50 kişinin işsiz kalmasına sebep olur. Bu durum, özellikle Zonguldak veya Erzurum gibi illerde, işletme veya mühendislik mezunlarının iş bulma konusunda ekstra zorluklar yaşamasına yol açmaktadır.
Bu sistemin tek faydalı olduğu taraf ise, torpille akademisyen olan seçkinler, bölgenin esnafı ve işsizliği dört sene geç gösteren TÜİK'tir. Öğrenciler ise, bu sistemin en büyük mağdurlarıdır. Dört yılını boşa harcayan gençler, işsizlik veya düşük ücretli işlere mahkum olmaktadır.
YÖK'ün bu soruna acil bir çözüm bulması ve mezun sayısını istihdam oranlarına göre ayarlaması gerekmektedir. Herkesin üniversite okumak zorunda olmadığı, ancak üniversite okuduğu takdirde mesleki garanti sahibi olduğu bir sistem kurulmalıdır. Aksi takdirde, gençlerin gelecekleri heba olurken, ülkemizin değerli kaynakları da boşa harcanmaya devam edecektir.
Örneğin, bir ilde 200 memur alımı yapılacaksa, eğitim fakülteleri bu ihtiyaca göre mezun sayısını belirleyebilir. Ancak, 250 kişilik bir mezun sınıfı yaratmak ve sadece 200 kişiyi memur yapmak, geriye kalan 50 kişinin işsiz kalmasına sebep olur. Bu durum, özellikle Zonguldak veya Erzurum gibi illerde, işletme veya mühendislik mezunlarının iş bulma konusunda ekstra zorluklar yaşamasına yol açmaktadır.
Bu sistemin tek faydalı olduğu taraf ise, torpille akademisyen olan seçkinler, bölgenin esnafı ve işsizliği dört sene geç gösteren TÜİK'tir. Öğrenciler ise, bu sistemin en büyük mağdurlarıdır. Dört yılını boşa harcayan gençler, işsizlik veya düşük ücretli işlere mahkum olmaktadır.
YÖK'ün bu soruna acil bir çözüm bulması ve mezun sayısını istihdam oranlarına göre ayarlaması gerekmektedir. Herkesin üniversite okumak zorunda olmadığı, ancak üniversite okuduğu takdirde mesleki garanti sahibi olduğu bir sistem kurulmalıdır. Aksi takdirde, gençlerin gelecekleri heba olurken, ülkemizin değerli kaynakları da boşa harcanmaya devam edecektir.