"İstanbul 2. Bölge Bağımsız Sol Aday Baskın Oran, seçim kampanyasına başlıyor!
16 Haziran 2007 Cumartesi günü, saat 18.30'da İstanbul Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde düzenlenecek toplantıyla, Baskın Oran seçim kampanyasını başlatıyor. Tüm dostları, destekçileri ve basın mensuplarını bu etkinliğe davet ediyoruz.
Adres: Bekar Sokak, San Han. 16/2, Beyoğlu, İstanbul
Telefonlar: (212) 2448617, (212) 2448580, (212) 2448581, (212) 2448566
E-posta: [email protected]
Benim adım Baskın Oran. Sadece bir hoca oldum, siyasetçilik yapmadım ve yapmaya niyetim yok. Hiçbir partiden değilim ve olanlara girmeye niyetim yok. Dostlar aradı, sol'da bağımsız ortak adayın tek çare olduğunu söyledi. Onlara 'Helal olsun' dedim, çünkü bu kurtuluşun yolu gibi geldi bana. Bir ay sonra tekrar aradılar, 'Senin adın öne çıkıyor, kabul et' dediler. Sarsıldım, ürktüm, ama 'Var olun' dedim ve onur duydum. Kabul ettim ve İstanbul'dan aday oldum.
Türkiye'de hukuk hak getire. Dişlanan, ezilen, horlanan; sesi kesilen, önü kesilen, en fena haliyle umudu kesilen milyonlar var. Buna bir de demokrasi diyorlar! Erkekler, gücü kadınlarla paylaşmaya yanaşmıyor. Devlet yurttaşı ve gencine güvenmiyor. Ordu tahakkümü sürdürüyor ve hukuka silah doğrultuyor. Silahla konuşursa, silahsız konuşamaz; başka silahla konuşur. Kürtlerin farklılıklarına tepki veriyorlar, ama Çerkes ve Lazların farklılıkları onlar için önemsiz kalıyor. Müslüman olmayanlar vatandaştan sayılmıyor. Alevilere Sünnilik ezberletiliyor. Eşcinseller ve travestiler; onlar zaten yaşamasa daha iyiymiş gibi muamele görüyor. İşçi sendikasız, çalışan güvencesiz. İş bulamayan yoksulların yanı sıra, 'çalışan' yoksullar da artıyor. Kâr eden işletmeleri satıp parasını savurmaya neo-liberalizm diyorlar ve neo-liberal olmak marifet hale gelmiş. 'Ah, 1 Mart Tezkeresini niye geçirmedik!' diyorlar. Oysa ezilen ve dişlananların sesi Meclis'te çınlamalı, 'kamu vicdanının sesi' olarak anılmalı.
Bu ses şimdi sokaklardan yükseliyor. Bir de Meclis'ten yükseleyirse, toplumun, solun ve demokratların üzerine 12 Eylül'de atılmış ölü toprağı silkeleyecek ve arınacak. Benim aday olma hikayem bu. Bu işin kitabı yok, onu adım adım hep birlikte yazacağız. Çocuklara, torunlara bırakacağız."
16 Haziran 2007 Cumartesi günü, saat 18.30'da İstanbul Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde düzenlenecek toplantıyla, Baskın Oran seçim kampanyasını başlatıyor. Tüm dostları, destekçileri ve basın mensuplarını bu etkinliğe davet ediyoruz.
Adres: Bekar Sokak, San Han. 16/2, Beyoğlu, İstanbul
Telefonlar: (212) 2448617, (212) 2448580, (212) 2448581, (212) 2448566
E-posta: [email protected]
Benim adım Baskın Oran. Sadece bir hoca oldum, siyasetçilik yapmadım ve yapmaya niyetim yok. Hiçbir partiden değilim ve olanlara girmeye niyetim yok. Dostlar aradı, sol'da bağımsız ortak adayın tek çare olduğunu söyledi. Onlara 'Helal olsun' dedim, çünkü bu kurtuluşun yolu gibi geldi bana. Bir ay sonra tekrar aradılar, 'Senin adın öne çıkıyor, kabul et' dediler. Sarsıldım, ürktüm, ama 'Var olun' dedim ve onur duydum. Kabul ettim ve İstanbul'dan aday oldum.
Türkiye'de hukuk hak getire. Dişlanan, ezilen, horlanan; sesi kesilen, önü kesilen, en fena haliyle umudu kesilen milyonlar var. Buna bir de demokrasi diyorlar! Erkekler, gücü kadınlarla paylaşmaya yanaşmıyor. Devlet yurttaşı ve gencine güvenmiyor. Ordu tahakkümü sürdürüyor ve hukuka silah doğrultuyor. Silahla konuşursa, silahsız konuşamaz; başka silahla konuşur. Kürtlerin farklılıklarına tepki veriyorlar, ama Çerkes ve Lazların farklılıkları onlar için önemsiz kalıyor. Müslüman olmayanlar vatandaştan sayılmıyor. Alevilere Sünnilik ezberletiliyor. Eşcinseller ve travestiler; onlar zaten yaşamasa daha iyiymiş gibi muamele görüyor. İşçi sendikasız, çalışan güvencesiz. İş bulamayan yoksulların yanı sıra, 'çalışan' yoksullar da artıyor. Kâr eden işletmeleri satıp parasını savurmaya neo-liberalizm diyorlar ve neo-liberal olmak marifet hale gelmiş. 'Ah, 1 Mart Tezkeresini niye geçirmedik!' diyorlar. Oysa ezilen ve dişlananların sesi Meclis'te çınlamalı, 'kamu vicdanının sesi' olarak anılmalı.
Bu ses şimdi sokaklardan yükseliyor. Bir de Meclis'ten yükseleyirse, toplumun, solun ve demokratların üzerine 12 Eylül'de atılmış ölü toprağı silkeleyecek ve arınacak. Benim aday olma hikayem bu. Bu işin kitabı yok, onu adım adım hep birlikte yazacağız. Çocuklara, torunlara bırakacağız."