[[Dosya:Sanzio_01_cropped.png|küçükresim|400x400pik| Raphaello'nun Atina Okulu freskinde gösterilen Aristoteles ve Platon'un fikirleri, yüzyıllar boyunca Batı Avrupalılar tarafından kısmen yitirildi]] Yunan klasiklerinin çevrilmesi, Orta Çağların sonunda Avrupa'da felsefenin yeniden keşfedilmesini sağlayan ana etkendi. Süryani çevirileri Süryanice bugün bile metin yorumunda önemli bir rol oynar. Oxford Klasikleri serisinde Aristoteles'in Organon eserinin Ρ, Ι ve Γ bölümlerinde 6. yüzyıldan 8. yüzyıla kadar yapılan Hristiyan çevirileri kullanılmıştır. Süryanice çeviriler Arapçaya aktarımda da hayli büyük bir öneme sahiptir. Abbasiler döneminde sarayda çalışan Nesturi ve Yakubi çevirmenlerce Süryaniceden Arapçaya çeviriler yapılmıştır. Bu gruptan en önemli çevirmen Huneyn bin İshak'tır. Batı Roma İmparatorluğu Roma İmparatorluğu'nda Klasik Yunanca öğrenmek her anakentte sıkça rastlanan bir eylemdir. Boethius Boethius, Roma'da Yunan klasiklerinin yayılmasını sağlayan kişi olarak bilinir. O, müzik, astronomi, geometri ve aritmetik alanında verdiği eserlerle Yunan kültürünü Avrupa'da yeşertmeyi amaçladı. Arapça çeviri ve yorumlar Kendini Yunan düşüncesinin mirasçısı olarak gören İslam felsefesinin lingua francası olan Arapçaya yapılan çeviriler Mısır ve Levant'ın fethinin ardından gerçekleşmiştir. Buradan neşet eden düşünceler ve yorumlar İspanya ve Sicilya'ya doğru ilerledi ve İslam coğrafyası düşüncelerin yayılmasında önemli merkezler haline geldi. Yunanca eserlerin Arapçaya çevrilmesi Bizans'ın elinde tuttuğu özgün kaynaklar sayesinde gerçekleşmiştir. Eserlerin Bizans'tan İslam coğrafyasına aktarımı iki şekilde gerçekleşmiştir. İlk dönem: Yunanca-Arapça çeviriler [[Dosya:SophoclesTurk.gif|bağlantı=https://en.wikipedia.org/wiki/File:SophoclesTurk.gif|küçükresim|258x258pik|Sokrates'in öğrencilerine ders anlatmasının İslam yorumuyla tasviri]] Emeviler Çevirinin ilk dönemi 8. ve 9. yüzyıllarda Arapların 7. yüzyılda Helenleşmiş Mısır ve Levant topraklarını ele geçirmesiyle başlar. Bu noktada Klasik Yunan düşüncesiyle karşılaştılar ancak çoğu Arap bu düşünceyle temastan rahatsız oldu ve öğrenmekten kaçındı. Bundan dolayı da halife bilimsel çalışmaları destekleyemedi. Çevirmenler dindar kimselerdense varlıklı kesime yanaştı. Abbasilerin 8. yüzyıldaki egemenliğine kadar, İslam coğrafyasında çok az çeviri vardı. Emevi döneminde yaygın bir çeviri hareketi yerine Bizans'tan kalan birkaç Yunan bilim insanının cılız çabaları çevirinin belkemiğini oluşturmuştur. Kimi akademisyenler bu dönemde sanılandan daha fazla çeviri olduğunu savunuyor ancak bu azınlıkta kalan bir görüş. Abbasiler Abbasi yönetiminde ana çeviri hareketi Abbasilerin ikinci halifesi Mansur döneminde gerçekleşmiştir. Bu dönemde başkent, Şam'dan Bağdat'a taşınmış ve burada Klasik Yunan eserlerinin bulunduğu bir kütüphane kurmasıyla Bağdat bir çeviri merkezi haline gelmiştir. Mansur döneminde sadece Yunancadan değil Süryanice ve Persçeden, bunun yanında Yunancadan çevrilmiş Süryanice, Persçe ve Sanskritçe eserler de çevrilmiştir. 6. yüzyılda Pers Kralı Enuşirvan (Nuşirevan veya I. Hüsrev), birçok Yunan filozofu ülkesine davet etmişti. Çeviriden sonra: Yunan eserlerinin yorumlanması Kindi, İslam felsefesinin babası olarak bilinir. Kaynakça Kategori:İslam'ın Altın Çağı Kategori:Rönesans