Yüz yüze tanıştığım ve vakit geçirmek durumunda olduğum hiçbir Yunan'dan kendime veya milliyetime yönelik ne bir saldırı, ne bir ima, ne de bir tepki görmedim. Hepsi herkes kadar iyi ve herkes kadar kötülerdi. Yemekler bizimkilerle kopyala-yapıştır kıvamında. Sıradan bir Yunan lokantasına giden bir Türk sanırım Yunanca bilmeden de sipariş verebilir, ki bu yaz rahat rahat gidiyorlar. Bizim bilmediğimiz yemekleri de çok fazla sayıda. Bunun yanında damak zevkimize deniz ürünleri dışında hitap ediyorlar. Ev dekorasyonları, bir evden beklentileri yine hemen hemen bizimle aynı. Kadınları "genellikle" ortalama bir Ege/İç Ege kadınına benzer. Orta boylu ve esmerdirler. Genellikle dedim çünkü şaşırtıcı bir şekilde bazı kadınları da bizimkilere hiç benzemiyor. Sarışınlık, dolgun dudaklar, uzun kirpikler, büyük göğüsler... Artık onlar nerenin Yunanı aslen bilemem. Erkekleri "genellikle" ortalama bir "Ege/Akdeniz" erkeğine benzer. Orta boylu ve esmerdirler. Gözlemleyebildiğim farklar ise şöyle; sakalları daha gür, boyları daha uzun ve fitler. Bizim Türk erkekleri gibi ekmekle beslenmek zorunda olmadıkları için daha fit kalabilmişler diye yorumladım. Çocuklara gelince, sanırım hiçbir Yunan çocuğu görmedim/tanışmadım. Çocukları hakkında verebileceğim hiçbir görüş yok. Bu da onlardaki nüfus yaşlılığının boyutlarını gösteriyor diyebiliriz. Yaşlı bir millet olmuşlar. Yaptığımız sohbetlerde arkadaşlarıma "bana Yunanistan'a özgü kaliteli bir korku filmi, kaliteli bir grup ya da dizi önerebilir misiniz?" diye sorduğumda garip bir şekilde dönüş alamadım. Ben Türk dizilerini seviyorum, sadece Amerikan dizileri izliyorum. Amerikan grupları daha iyi" gibi dönüşler aldım. Bu yüzden bu yazıyı okuyanlardan Yunan korku filmleri tavsiye edebilecek varsa öğrenmek isterim. Kendi aralarında konuştuklarında en çok tekrar eden harflerin -s -i -o -l -m -y olduğunu gözlemledim. Kulağı tırmalamıyor, ama melodik de bulmadım. Alfabesini öğrendim ama Yunanca sözcükleri uzun buldum, aklımda tutamadım. (bunda uluslararası anlamda önem arz etmeyen bir dil olmasının verdiği rahatlık da olabilir) Yapılabilecek son yorum ise, insanlararası tavırları. Bir Avrupalıya olan bakışları ile bir Ortadoğuluya olan yaklaşımları çok farklıydı. Ortadoğulu birini (Mısır, Yemen, Suriyeli, Filistinli vs..) kendilerine denk görmedikleri ortadaydı. Uzakdoğulu insanları sempatik bulmakla birlikte, yine yüzeysel bir ilişkide kalmışlardı. Doğu dünyasına ait unsurlara kendilerini kapatmışlardı. Avrupalı unsurlarla görece daha iç içe ve aşinaydılar. İtalyan, İspanyol, Fransız, Balkanlı gibi topluluklara kendilerini daha kolay ifade edip, onlarla daha rahat iletişim kurabildiler. Ancak bir süre sonra da onları hafife aldıklarını gördüm. Bana hissettirdikleri, kendilerini onların da üstünde gördükleriydi. Bire bir kendime olan yaklaşımlarını beklediğimden çok daha "olumlu" buldum. Yolda bir Türkçele küfür duyduklarında hemen anladılar. Basit Türkçe kelimelerlere hakimlerdi. Türkiye ve Türk şehirleri hakkındaki bilgileri tahminlerinizin ötesinde. O derece ki, bizim hakkımızda bildikleri rastgele bir komşu ülke insanının bilebileceğinden fersah fersah ötede.