Yurtdışı Çıkış Harcı Artırımı: Vatandaşların Sırtına Yüklenen Ek Vergi Mi?
Son günlerde, yurtdışı çıkış harcının 10 kat artırılması ve Türk vatandaşlarından 1500 lira vergi alınacağı yönündeki haberler gündemi salladı. Bu durum karşısında, hükümetin bütçe açıklarını kapatmak için vatandaşların sırtına yeni bir yük bindirdiği eleştirileri yükseldi.
Açık ve net bir şekilde ifade edeyim: Eğer ek gelir kaynağına ihtiyaç duyuluyorsa, bu durumda hükümetin yurtdışı çıkış harcı alması yerine, ülkeye gelen turistlerden "Şehir Vergisi" (City Tax) alması çok daha mantıklı ve adil bir yaklaşım olacaktır.
Avrupa'daki birçok turistik kentte yaygın olarak uygulanan Şehir Vergisi, turistlerin konaklama ücretlerine ek olarak ödedikleri bir tür yerel vergi olup, o kentin kasasına doğrudan katkıda bulunur. Bu uygulama, hem turizmi teşvik eder hem de yerel ekonomiyi destekler.
Türkiye, geçen yıl 60 milyondan fazla turist ağırlamış ve turizm sektörü ekonomiye önemli katkılarda bulunmuştur. Bu durumda, ülke dışına seyahat edebilen sınırlı sayıda vatandaştan ek vergiler almak yerine, geniş bir ziyaretçi kitlesine sahip olan turistik bölgelerimizden vergi almak çok daha makul bir strateji olacaktır.
Hükümetin, yurtdışı çıkış harcını artırma kararı, vatandaşların seyahat haklarını kısıtlamak ve ekonomiyi daraltmak gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu karar, özellikle orta ve düşük gelirli vatandaşları seyahatlerinden vazgeçmeye zorlayabilir. Oysa seyahat etmek, eğitim görmek ve dünyayı keşfetmek, herkesin erişebileceği bir hak olmalıdır.
Bu nedenle, hükümetten beklentim, bu kararını yeniden değerlendirmesi ve vatandaşların sırtına yeni bir yük bindirmek yerine, turistik bölgelerimizden elde edilecek Şehir Vergisi gelirleriyle bütçe açıklarını kapatmaya yönelmesidir. Bu sayede, hem vatandaşlarımızı rahatlatır hem de turizm sektörümüzü daha da güçlendiririz.
Bu eleştirel görüşü dile getirerek, hükümetin bu konuya duyarlı davranacağını ve vatandaşlarımızın çıkarlarını gözeterek daha adil bir yaklaşım sergileyeceğini umuyorum.
Son günlerde, yurtdışı çıkış harcının 10 kat artırılması ve Türk vatandaşlarından 1500 lira vergi alınacağı yönündeki haberler gündemi salladı. Bu durum karşısında, hükümetin bütçe açıklarını kapatmak için vatandaşların sırtına yeni bir yük bindirdiği eleştirileri yükseldi.
Açık ve net bir şekilde ifade edeyim: Eğer ek gelir kaynağına ihtiyaç duyuluyorsa, bu durumda hükümetin yurtdışı çıkış harcı alması yerine, ülkeye gelen turistlerden "Şehir Vergisi" (City Tax) alması çok daha mantıklı ve adil bir yaklaşım olacaktır.
Avrupa'daki birçok turistik kentte yaygın olarak uygulanan Şehir Vergisi, turistlerin konaklama ücretlerine ek olarak ödedikleri bir tür yerel vergi olup, o kentin kasasına doğrudan katkıda bulunur. Bu uygulama, hem turizmi teşvik eder hem de yerel ekonomiyi destekler.
Türkiye, geçen yıl 60 milyondan fazla turist ağırlamış ve turizm sektörü ekonomiye önemli katkılarda bulunmuştur. Bu durumda, ülke dışına seyahat edebilen sınırlı sayıda vatandaştan ek vergiler almak yerine, geniş bir ziyaretçi kitlesine sahip olan turistik bölgelerimizden vergi almak çok daha makul bir strateji olacaktır.
Hükümetin, yurtdışı çıkış harcını artırma kararı, vatandaşların seyahat haklarını kısıtlamak ve ekonomiyi daraltmak gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu karar, özellikle orta ve düşük gelirli vatandaşları seyahatlerinden vazgeçmeye zorlayabilir. Oysa seyahat etmek, eğitim görmek ve dünyayı keşfetmek, herkesin erişebileceği bir hak olmalıdır.
Bu nedenle, hükümetten beklentim, bu kararını yeniden değerlendirmesi ve vatandaşların sırtına yeni bir yük bindirmek yerine, turistik bölgelerimizden elde edilecek Şehir Vergisi gelirleriyle bütçe açıklarını kapatmaya yönelmesidir. Bu sayede, hem vatandaşlarımızı rahatlatır hem de turizm sektörümüzü daha da güçlendiririz.
Bu eleştirel görüşü dile getirerek, hükümetin bu konuya duyarlı davranacağını ve vatandaşlarımızın çıkarlarını gözeterek daha adil bir yaklaşım sergileyeceğini umuyorum.