Her fırsatta kalbimi hafifleten ve zihinsel karmaşamı dağıtan tek aktivite, yürümek. Üzücü bir olay yaşadığımda, bilmediğim sokaklarda hızlı adımlarla ilerleyerek en uzak noktaya varma isteği oluşur içimde. Attığım her adım, yüklerimi biraz olsun hafifletir gibi gelir. Adeta bir nefes alma ritüeli gibidir yürümek benim için. Zihnimin dağınıklığını düzenlemek için sevdiğim müzikleri eşlikçi olarak seçerim bazen, bazen ise sessizliğin içinde kaybolurum gözlerimin puslu bakışlarına karşı koymak için.
Son zamanlarda düzenli ve uzun yürüyüşlere zaman ayıramıyorum. Sağlığımı düzene koymak için randevularımı kullanmam gerektiği için, bu basit keyiflerin bile lüks gibi hissettirdiği bir dönemdeyim. Tatil yapmak gibi bir şansım hiç olmadı, çünkü hastalara bakma sorumluluğum hayatımın merkezinde yer aldı. Görevlerim dolayısıyla gezmediğim, dolaşmadığım birçok yere gittim. Başkasının yaşadığı basit bir keyfi dahi özlemek, imrenmek durumunda kalabiliyorum bazen.
Ancak yürümek, istediğim zaman ve istediğim kadar yapabileceğim bir aktivite değil artık benim için. En küçük detay bile özlemlerimi canlandırıp gözlerimi yaşartabiliyor. Daha önce keyifle gezip dinlendiğim parka artık sadece markete gitmek için koşar adımlarla gidip gelmekle yetiniyorum. Gözlemlediğim, her gün parkta yürüyüş yapan insanlara imrenerek bakıyorum, çünkü artık benim için böylesi basit bir keyif dahi lüks gibi geliyor.
Yaşamın garip bir karmaşa olduğunu ve her nimetin bir bedeli olduğunu fark ettim. Başkasının kıymetini bilmemek, en basit rutinlerin bile özlenen bir hale dönüşebileceğini gösteriyor. Hayat imtihanlarıyla dolu ve bazen basit bir yürüyüş bile en çok özlediğimiz şey haline gelebiliyor.
Son zamanlarda düzenli ve uzun yürüyüşlere zaman ayıramıyorum. Sağlığımı düzene koymak için randevularımı kullanmam gerektiği için, bu basit keyiflerin bile lüks gibi hissettirdiği bir dönemdeyim. Tatil yapmak gibi bir şansım hiç olmadı, çünkü hastalara bakma sorumluluğum hayatımın merkezinde yer aldı. Görevlerim dolayısıyla gezmediğim, dolaşmadığım birçok yere gittim. Başkasının yaşadığı basit bir keyfi dahi özlemek, imrenmek durumunda kalabiliyorum bazen.
Ancak yürümek, istediğim zaman ve istediğim kadar yapabileceğim bir aktivite değil artık benim için. En küçük detay bile özlemlerimi canlandırıp gözlerimi yaşartabiliyor. Daha önce keyifle gezip dinlendiğim parka artık sadece markete gitmek için koşar adımlarla gidip gelmekle yetiniyorum. Gözlemlediğim, her gün parkta yürüyüş yapan insanlara imrenerek bakıyorum, çünkü artık benim için böylesi basit bir keyif dahi lüks gibi geliyor.
Yaşamın garip bir karmaşa olduğunu ve her nimetin bir bedeli olduğunu fark ettim. Başkasının kıymetini bilmemek, en basit rutinlerin bile özlenen bir hale dönüşebileceğini gösteriyor. Hayat imtihanlarıyla dolu ve bazen basit bir yürüyüş bile en çok özlediğimiz şey haline gelebiliyor.