Beyaz bir masam var, camın hemen önünde duruyor. Eski evlerdeki kapı eşiklerinin cam halinin tam başucunda bulunuyor. Sağ tarafımda yatağım, sol tarafımda ise beyaz renkte bir elbiselik var. Neden dolap demek zorunda kalayım ki? Masamın üzeri her zaman dolu. Eskimiş bir dizüstü bilgisayar, kitaplar, zımbırtılar... Bu masa, hayatımda en çok vakit geçirdiğim yer olabilir. Eğer bir akıllı telefon olsaydım, nerede ve ne kadar zaman harcadığımı bilirdim. Bu durum, ünlü düşünürün "Bluetooth'u olan her cihaz, benden daha akıllıdır!" sözünü düşündüren bir hayat felsefesi olabilir. Bu odada anlatmaya değer tek bir şey var gibi geliyor, o da bahsettiğim cam eşiğinin üstünde duran masa lambası. Işığın yansımasıyla camda beliren yüzüm... Camın ötesi sürekli karanlık. Arka bahçe, ışıksız bir çoraklık. Bir sokak yukarı çıktığımızda bir bulvar karşımıza çıkıyor. Bu bulvarda hayatta görebileceğiniz en popüler dondurma dükkanı var. Gece geç saatte bile insanlar oturmuş dondurma yiyorlar. Dondurmacının alt katı ise tam olarak benim odamla örtüşüyor. Sabahın ilk saatlerine kadar dondurma yalayan ustalar ve sürekli küfreden bir işçi, sessizliği bozmaya ant içmiş gibiler. Çirkin beyaz PVC pencerelerimin açılmayan kısmındaki yansıma... Annem hep der ki, "Sen buğdaysın, oğlum. Esmer değilsin, buğday tenlisin!" Bu cümle, beni her zaman mutlu etmiştir. Ten renginin bu kadar önemli olduğu bir dünyada, buğday tenli olmanın ne kadar önemli bir ayrıcalık olduğunu düşünürüm. Kendimi doğuştan solcu olarak tanımlarım. Arpa, buğday, orak ve çekiç... Bu simgeler, kimliğimin bir parçası. Arkadaşlarım ise ısrarla "Esmersin!" diye ısrar ederler. Gıcığım onlara, çünkü ben buğdayım. Gözlerimde beyaz yerlerinde kırmızı lekeler olan kahverengi gözler var. Kızarık göz altlarım ise belki kahveyle bir ilişki içinde! Gözlerimin altında, hafifçe beliren iki çift göz var. Sol gözümün numarası biraz büyük görünüyor. Alın kısmımda ise iki tutam saç ve sadece bir iki sakal teli... Bu yüzüm, burun, kaşlarım, gözlerim, dudaklarım ve çenem... Hepsi beni yansıtıyor. Bu benim çehrem. Bazıları boş gelebilir ama bana her zaman hatırlatıcı bir rol oynamıştır.