10-15 yıl önce ABD'de bir Türk etkinliğindeyim. 23 Nisan kutlanıyor, gösteriler yapılıyor. O şehirdeki Türkler çocuklarını alıp oraya koşturuyor, yiyorlar, muhabbet ediyorlar. Ben sıkıldım tabii ve orada tribün gibi bir sandalye grubu vardı, gittim oturdum, dansları, eğlenceleri falan izliyorum. Yanıma bir adam oturdu, haliyle herkes Türk. Tanıştık işte, merhaba nasılsınız, ismim şu, şurada yaşıyorum falan. Adam bana ismini söyledi ama öyle bir aksanla söyledi ki gerçekten ilginç ve dikkat çekiciydi. Hiç öyle bir aksan daha önce Türkiye'de duymamıştım. "Abi memleket neresi?" dedim. Adam belki buna alışıktı çünkü aksan farkedilmeyecek gibi değil. Bana dönüp "Abi, ben mağarada doğdum" dedi. Şimdi ben sana ne tür bir meskende doğduğunu sormadım. Hangi şehir dedim değil mi? Dönüp adama dedim ki "Şey, anladım da yani hangi şehir?" Kahramanmaraş abi Neyse, ilerleyen muhabbetler sonunda adamın bir hastanede başhekim seviyesine kadar yükseldiğini, adamın ödülleri buluşları olduğunu öğrendim. Çok eğitimli bir adam belli. Fakat adamın görünüşü, hareketleri, kültürü, el-kol hareketleri bizim Türkiye'deki herhangi bir apartman kapıcısına benziyor. Yani adam hiç değişmemiş, hademe, kapıcı veya minibüs muavini seviyesinde bir yaşam tarzı var adamın. Yani İstanbul'da yaşasaydım ben, bu adamla arkadaş olmaz, evime bile almazdım, o kadar yani... Ben adama acıyarak ve tuhaf, bıyık altından gülerek bakıyorum. İçimden de diyorum ki, ulan, bütün kirli paralar beni buluyor, falan derken uzaktan bir kadın gördüm. Alımlı, çekici, genç ve güzel bir kadın. ABD'de pek görmezsiniz böyle güzel Türk kadınını, çok çok nadirdir. Kadın yürüdü, yürüdü, taa yanımıza geldi, o mavi gözler, sarı saçlar, bembeyaz ten. Ben bakmamak için zor tutuyorum kendimi, bir de salına salına edalı yürüyor, muhteşem bir şey. Gitti bu kapıcının yanına oturdu?!!! Lan yoksa?! Adam karısını tanıttı benimle. Hanımefendi nisantalıymış, insan kaynakları eğitimi almış, öyle her Türkle konuşmuyormuş, insan kalitesi çok önemliymiş, çocuklarını en iyi okullara gönderiyormuş vs, vs, vs. Ah ulan para, ah! Bu para neymiş be!!!