Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

zennube

barisarslanyzf

Well-known member
Katılım
9 Mayıs 2024
Mesajlar
1,008
Dansöz Zennube. Adı duyulmuş, konuşulmuş, belki de hiç ilgilenmediğiniz bir isim. Ama anlatayım yine de.

İzmir'in basmane pavyonlarında, 1960'ların başında, 19 yaşındaydı. Ablasının jübilesinde peştamal kuşandı, ilk defa sahneye çıktı. Ablası, çadır tiyatrolarında yıllardır göbek atmış, pavyonlarda zirveye ulaşmış bir dansözdü. Şimdi, bayrağı küçük kız kardeşine devretmenin zamanı gelmişti. Memnune, gerçek adıydı. Ama onu "Zennube" olarak adlandırmışlardı. Kötü kadın, anlamına geliyordu. "Eniştenin yeri"nde bir prova vakti, eski tüfek dansözlerden oluşan jüriden onay aldı. Kalabalık ailesinin umut kapısı, geçim kaynağı, en genci, en güzeli, kısacası medar-ı iftiharıydı. Uzun boylu, esmer, kadife tenli, değirmen taşı gibi büyük oval kalçalı, kara kaş, kara göz bir kızdı.

Çocukluğu aydın ve nazilli'de geçti. 13 yaşında, eşraftan bir tüccarla evlendi. Hülya adında bir kızı oldu. 14 yaşında boşandı. Bir "dul bir çocuk"tu artık. Bu tarihten itibaren ayna karşısında kendi kendine dans etmeye başladı. Devrin ünlü dansözlerinden babuş'un etkisindeydi. Annesi, "Bu kız köçek olacak" derdi. Nitekim öyle oldu.

15 yaşında İzmir pavyonlarında profesyoneldi. Aralıksız on yıl sürecek Zennubeli yıllar işte böyle başladı. Adana, İzmir, Bursa, İskenderun, Ankara pavyonları arasında üç yıl süren stajyerliğini tamamladıktan sonra 1963'te İstanbul'a geldi.

İstanbul’un zeki müren'in kadrosunda turistik-sosyetik kulüplere terfi edince, memlekette onu tanımayan kalmamıştı. Özcan Tekgül, Aysel Tanju ve Ayşe Nana gibi ciddi rakipleri vardı. Bu üçlü, o sıralar piyasayı adamakıllı tutmuştu. Danslarında her biri mükemmeldi. Özcan Tekgül deli kondüsyonu ile göz boyarken, Aysel Tanju ve Nana, onun gibi 9/8 zil çalmayı bilmiyorlardı. Güzellikte ise hepsi başka âlem, hepsi başka güzeldi.

1960'tan 1970'in hemen başına kadar süren bu dönemde Anadolu kocaman bir panayır yeri gibiydi. Millet püfürpüfür yaz bahçelerinde hilesiz mezelerle rakı içiyor, çekirdek yiyip sinema seyrediyordu. 27 Mayıs'la 12 Mart arasında kalmış bu dönemde bir magazin patlaması olmuştu; Peri, Hazine, Yıldız, Venüs, Cennet Kuşu, Sezon, Modern, Revü, Siz, Pazar gibi dergiler yok satıyordu. Bunlardan haftalık Peri, Mahmut Zeki diye birinin yönetiminde, günümüzün magazincilerinin hayal bile edemeyeceği bir tiraj tutturmuştu. Kuponla kol saati veriyordu. Şöhretleri günü gazeteciler bu dergilerden yetişti. Aynı zamanda birçok ünlü isme ek gelir de sağlıyordu. Orhan Kemal, Avni Dilligil, Gündüz Kılıç, Behçet Kemal Çağlar, Sezen Cumhur Önal, Bülent Oran ve hatta İslam Çupi dahi bu dergilerde gözüktüler.

Demir, tütün, pamuk, incir, kereste tüccarları, kabadayılar, mekancılar, kimimüs, müzisyenler, bazı emniyet amirleri ile bazı gazeteci şöhretler ve tabiatıyla futbolcular hep bu kadınların peşindeydi. Zennube de bunların içinde en kolay kandırılanıydı. Hemen her turnede kendine bir adam buluyor ve çoğu zaman hüsrana uğruyordu.

Yalnız bir keresinde, Hasan Atak adında bir emniyet amiri Zennube’ye fena çarpıldı. İskenderun'da bir pavyonda dans ederken tanışmışlardı. Babası yaşında, evli barklı bir adamdı. Aşkları ayyuka çıkınca Ankara'dan içişleri müfettişleri geldi, amir beyi görevden aldı, Zennube’yi de İskenderun’dan kovdular. Bir daha da bu kente adımını atmasına izin vermediler.

Zennube buradan İzmir'e geçti. Fuar başlamıştı. Mogambo'da göbek atarken ünlü bestekar, Udi Çoşkun Erdem ile tanıştı. İlişkileri iki yıl sürdü. Bu sıralar Arap âleminden Ferit El Atraş, Abdül Vahap, Sabbah, Abdül Halim Hafız gibi müzisyenler saltanat sürüyordu. Özellikle Ferit El Atraş "Habina" adlı şarkısıyla ortalığı kasıp kavuruyordu. Nasıl Hamdi Beliğ'in şarkısı geçen yıl Bürent Ersöy tarafından "Maazallah" diye araklanmışsa, Çoşkun Erdem de bu şarkının melodisini aynen almış, yeni sözler yazarak Zennube'ye ithaf etmişti. "Zennube hayatım, gel bana gel sevgilim, kaçma benden, gel beraber gezelim" herkesin dilindeydi. Bu şarkının rüzgârıyla şöhreti ikiye katlanan Zennube dört film çevirdi. “Nefesini Keseceğim”de başrol, “Şahane Kadın”da Sevim Çağlayan’la yine başrol oynadı.

Ama Zennube’nin hayatı sadece aşk ve müzikle geçmiyor, aynı zamanda bir dizi talihsizliğin de kurbanıydı.

Örneğin, berkerinanoğlu ile olan ilişkisi sırasında çok eziyet çekti, hem de hiç çekmediği kadar. Aysel Tanju'nun ve Zennube'nin çekilmesiyle nefese alan piyasada tuhaf isimli dansözler türemişti; Tahiyye Salem, Pandora, Türkan Şamil, Tamara, Salome, Semira Semir gibi. Zennube'nin bir de belalısı vardı; ünlü babalardan Arap Burhan! Bir gece bir gazinoda Berker Inanoğlu ve Zennube demlenirlerken birden peydah oldu. İki taraf da silahlarına davrandı. Çıkan arbedede Arap Burhan’ın adamları Zennube’yi ayağından kurşunladılar.

Zennube'nin futbolcu aşklarından biri de "Güvercin Nuri" namıyla maruf Millisohaf Nuri'ydi. Hacettepe'de yetişip eskişehir'in eski-eski-eski zamanındakı kırmızı şimşeklerin formasını giyen Nuri, lâkabını bir Beşiktaş maçı öncesinde siyah-beyazlı tribünlerin kartal niyetine uçurdukları güvercinlerden birini atletizm pistinin üstünde kramponlarıyla telef etmesi sayesinde kazanmıştı. Zennube'nin Nuri'yle olan aşkı da o güvercinle aynı kaderi paylaştı.

1970'lere gelindiğinde Zennube son kez gittiği İzmir fuarında dansözlük hayatını tamamladı. Dördüncü evliliğini yaptığı Kazım Ay adında bir deri tüccarı onu evde oturmaya ikna etmişti. Zaten kilosu da 60'ın üstüne çıkmış, mafyöz ilişkilerinden dolayı birçok gazinoda kara listeye alınmıştı. Ayrıca devir de değişmişti. Dansözlük eskisi gibi para etmiyordu. 50 yaşına kadar dans eden Özcan Tekgül hariç, eskilerden kimse ortalıkta gözükmüyordu. Necla Ateş, özel Türkbaş Amerika'ya, Nana İtalya'ya gitmişti. Zennube'de ne heves ne nefes kalmıştı zaten... Zamanında ismi bir metafor gibi kullanıldı. Sözünü tutmayana “Dansöz Zennube gibi kıvırıyorsun” derlerdi. Zennube "Skandallar Kraliçesi" adıyla anıldı, o da artık yorulmuş ve yıpranmıştı.

Dördüncü evliliği ile birlikte parmak zilini emekliye ayırdı. Şöhret bitti, şöhret Zennube için Shakespeare'in 6. Henry'de dediği gibiydi: "Şöhret denen şey sudaki halkalara benzer: hiç durmadan genişler, genişler, genişler.. ta ki belirsizleşip yok olana kadar."
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri