Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ziryâb

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Ebü’l-Hasen Alî b. Nâfi‘ (Arapça: أبو الحسن علي ابن نافع, d. 789 Musul - ö.857 Endülüs) lakabı Ziryab (Arapça زرياب), Endülüs'te Kurtuba'da hükümdarlık süren Emeviler döneminde yaşayan şair, müzisyen, şarkıcı, botanikçi ve coğrafyacı. Kökeni Kaynaklarda doğum tarihi ve yeri hakkında kesin bilgi bulunmamaktadır. İbrahim el-Mevsılî'nin ya da Abbasi halifesinin siyahi kölesi olduğu rivayet edilir. İran kökenli olduğunu söyleyenlerin yanında siyahî oluşu sebebiyle Afrika kökenli olacağının daha güçlü olduğu söylenir. Fars, Arap, Kürt veya Afrikalı olduğuna dair çeşitli görüşler vardır. Endülüs'e Göç Bağdat o zamanlar dünya kültür, sanat ve bilim merkeziydi. En ünlü hükümdarı, Mehdi'nin yerine geçen Harun el-Reşid'di. Harun bir müzik aşığıydı ve misafirlerinin eğlenmesi için saraya birçok şarkıcı ve müzisyen getirdi. Harun'un baş müzisyeni İshak, aralarında Karatavuk olarak da anılan Ziryab'ın da bulunduğu bir dizi öğrenciyi müzik sanatlarında eğitti. Ziryab zekiydi ve iyi bir kulağı vardı; Ders vakitleri dışında, bir profesyonel için dahi karmaşık ve zor olduğu söylenen ustasının şarkılarını gizlice öğrendi. İshak, Harun el-Reşid genç müzisyeni dinlemek isteyene kadar Ziryab'ın ne kadar çok şey öğrendiğinin farkında değildi. Ziryab çağrıldı ve Harun el-Reşid için şarkı söyledi. Daha sonra, halife Harun el-Reşid onunla konuştuğunda, Ziryab "zarifçe, gerçek bir tavır cazibesiyle" cevap verdi. Harun ona yeteneğini sordu ve Ziryab şöyle cevap verdi: "Diğer şarkıcıların bildiklerini söyleyebiliyorum, ancak repertuarımın çoğu Majesteleri gibi bir halifenin önünde söylenmeye uygun şarkılardan oluşuyor. Diğer şarkıcılar bunlardan bihaber. Majesteleri izin verirse, insan kulaklarının daha önce hiç duymadığı şarkılardan bir seçkiyi sizin için söyleyeceğim." Harun kaşlarını kaldırdı ve İshak ustanın udunu Ziryab'a vermesini emretti. Ziryab enstrümanı saygılı bir tavırla reddetti. "Kendi udumu getirdim," dedi, "odunu yontup üzerinde çalışarak kendim yaptım ve başka hiçbir alet beni tatmin etmiyor. Onu saray kapısına bıraktım ve izninizle onu getirtmek istiyorum." Harun udu getirtti ve inceledi. İshak el-Mevsulî'nin enstrümanına benziyordu: "Neden efendinin udunu çalmıyorsun?" diye sordu halife. "Eğer halife efendimin tarzında şarkı söylememi isterse, efendimin udunu kullanırım. Ama kendi tarzımda şarkı söylemek için kendi enstrümanıma ihtiyacım var." dedi. Harun, "Bunlar birbirlerine çok benziyor," dedi. "İlk bakışta, evet," dedi Ziryab, "Ama odun ve boyut aynı olsa da, ağırlık aynı değil. Benim ud'um İshak'ınkinden yaklaşık üçte bir daha hafiftir ve tellerim onları zayıflatan sıcak suyla bükülmemiş ipekten yapılmıştır. Bas ve üçüncü teller, diğer hayvanlarınkinden daha yumuşak ve daha çekici olan aslan bağırsağından yapılmıştır. Bu teller diğerlerinden daha güçlüdür ve daha iyi dayanabilirler." Harun memnun kaldı. Ziryab'a şarkı söylemesini emretti ve Ziryab kendi bestelediği bir şarkıya başladı. Halife oldukça etkilenmişti. El-Mevsulî'ye döndü ve şöyle dedi: "Bu adamın olağanüstü yeteneğini sakladığını düşünseydim, bana ondan bahsetmediğin için seni cezalandırırdım. Eğitime devam edin, buna destek olmak isterim." Ziryab en iyi yeteneklerini kendi öğretmeninden gizlemişti. İshak nihayet öğrencisiyle yalnız kaldığında, aldatılmaktan dolayı öfkelendi. Açıkça Ziryab'ın yeteneğini kıskandığını ve öğrencinin yakında halifenin lehine efendinin yerini alacağından korktuğunu söyledi. İshak, "Bunu oğlum yapsa affetmem. "Eğer hala sana biraz düşkün olmasaydım, sonuçları ne olursa olsun seni öldürmekten çekinmezdim. İşte senin için yol: Bağdat'tan ayrıl, buradan uzakta ikamet et ve senden bir daha asla haber almayacağıma yemin et. Bunu yaparsanız, ihtiyaçlarınızı karşılamak için size yeterli para vereceğim. Ama eğer kalmayı seçersen ve bana karşı gelirsen seni uyarıyorum, seni ezmek için hayatımı ve sahip olduğum her şeyi riske atacağım. Seçimini yap!" Ziryab tereddüt etmedi; parayı aldı ve Abbasi başkentini terk etti. İshak, çırağının yokluğunu, Ziryab'ın zihinsel olarak dengesiz olduğunu ve halifeden hediye almadığı için öfkeyle Bağdat'tan ayrıldığını iddia ederek açıkladı. "Ziryab'a cin çarptı," dedi İshak, Harun el-Reşid'e. "Cinlerin onunla konuştuğuna ve müziğine ilham verdiğine inanıyor. O kadar kibirlidir ki, yeteneğinin dünyada eşi benzeri olmadığına inanır. Şu anda nerede olduğunu bilmiyorum. Majesteleri, gittiği için minnettar olun." İspanya'ya Yolculuğu Ziryab ve ailesi Bağdat'tan Mısır'a kaçtı ve Kuzey Afrika'yı geçerek bugünkü Tunus'ta Kayrevan'a geçti. Orada kraliyet mahkemesi tarafından karşılandı. Ama Kayrevan'da kalmaya hiç niyeti yoktu; gözleri İspanya'daydı. Ziryab, Endülüs emirliğinin hükümdarı el-Hakam'a yazdı ve müzik becerilerini sundu. Sarayında Bağdatlı bir müzisyen olması fikrinden hoşnut olan El-Hakam, Ziryab'ı Córdoba'ya gitmeye davet eden bir mektup yazdı. Müzisyene dolgun bir maaş teklif etti. Ziryab ve ailesi çantalarını topladılar ve karadan Cebelitarık Boğazı'na gittiler ve burada İspanya'nın Algeciras kentine giden bir gemiye bindiler. Ziryab 822 yılında İspanya'ya geldiğinde, el-Hakam'ın öldüğünü öğrenince şok oldu. Yıkılan genç müzisyen Kuzey Afrika'ya dönmeye hazırlandı. Ancak Córdoban kraliyet sarayının Yahudi müzisyeni Ebu el-Nasr Mansur'un tavsiyesi sayesinde, el-Hakam'ın oğlu ve halefi II. Abdülrahman, Ziryab'a yapılan bu daveti yeniledi. Ziryab bir gecede İslami İspanya'da toprak sahibi üst sınıfın müreffeh bir üyesi oldu. Abdülrahman, Ziryab'ın her ay 200 altın, yaz başı, sonu ve yılbaşlarında ek 500 altın ve her bayramda (kurban bayramı ve ramazan bayramı) 1000 altın almasını sağladı. Bu anlaşma yalnızca bu kadarıyla sınırlı değildi, 200 bushel arpa ve 100 bushel buğday da anlaşmanın bir parçasıydı. Hayatı İlk olarak Bağdat, Irak gibi Abbasi egemenliğindeki yerlerde bir sanatçı, büyük bir müzisyen ve besteci bir öğrenci olarak tanındı. Daha sonra Córdoba'ya gitti. Flamenkonun kurucularından sayılır. O ana kadar 4 telli ola gitara, bir çalgı ruhsuz olamaz deyip 5. teli bütün tellerin ortasına bağlayan kişi. Avrupa'da ilk müzik okulunu İspanya Endülüse Córdoba'da kurdu ve çocukları o okulun 300 yıl yaşamasını sağladılar. Muhtemelen Mezopotamya'dan Tembûr'u (ته‌مبوور) yani sazı Avrupa'ya getiren ilk kişidir. Yemek Kültürü Ziryab, yemek kültürü konusunda da söz sahibi bir insandı. Kuşkonmaz sebzesini ve yemeğini çağdaşlarına tanıtmıştır. Yemeğin üç öğün olarak yenmesi, masa örtüsü üzerinde sunulması, sırayla çorba, ana yemek ve son olarak tatlının takdim edilmesi geleneklerini o başlatmıştır. Ayrıca, içecekler için metal kaplar yerine daha kullanışlı olan kristal kap kullanımını da getirmiştir. Ondan önce, tıpkı Romalılarda da olduğu gibi yemekler çıplak masa üzerinde tabaklar ile yenirdi. Kaynakça Kategori:789 doğumlular Kategori:857 yılında ölenler Kategori:Iraklı müzisyenler Kategori:Orta Çağ köleleri
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri